Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/25375 E. 2013/15658 K. 10.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/25375
KARAR NO : 2013/15658
KARAR TARİHİ : 10.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak ve muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile aralarında … hizmeti satın alma sözleşmesi imzalandığını, davacıya ait hastanenin bu sözleşmeye ve verilen tedavilere karşılık davalı kurum uhdesindeki hakedişlerinden kesintiler yapıldığını, kesintilerin gerekçesiz ve mevzuata aykırı olduğunu bu nedenlerle yapılan haksız kesinti nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL alacağın hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalı kurumun davacı şirket ile yaptığı sözleşmenin feshine ve teminat mektuplarının irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece asıl ve birleşen davada ayrım yapılmadan hüküm kurulmuştur. HUMK.nun 388/son maddesi gereğince hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanunun 389 maddesinde de, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Öte yandan davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip,
asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Somut olayda asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Bu hali ile verilen karar HUMK.nun 388.maddesine uygun değildir. Mahkemece asıl ve birleşen davalar bakımından az yukarda açıklandığı şekilde ayrı ayrı, HUMK.’nun 388. maddesine uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 10.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.