Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/2474 E. 2012/29335 K. 24.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2474
KARAR NO : 2012/29335
KARAR TARİHİ : 24.12.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından inceleminin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sorna dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, 05/02/2003 tarihli vekaletname ile davalı avukatı vekil tayin ettiğini, davalının, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/514 E. Sayılı dosyasında kendisini vekil olarak temsil ettiğini, mahkemece verilen 2004/795 K. Sayılı ilamın Şişli 6. İcra Müdürlüğü’nün 2005/158 E. Sayılı dosyasıyla icraya konulduğunu, icra dosyasından tahsil ettiği 59.500,00 TL alacağın 30.446,70 TL’sinin kendisine ait olmasına rağmen tarafına ödemediğini, yine Fatih 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/893 K. Sayılı ilamını da, Şişli 6. İcra müdürlüğünün 2004/10847 E. Sayılı dosyasıyla takibe konularak, tahsil edilen paradan payına düşen 1.505,05 TL’nin kendisine ödenmediğini, davalının yedinde tuttuğu bu paraları, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağına da mahsup etmediğini, bu yüzden, Şişli 6. İcra Müdürlüğünün 2006/22524 E. Sayılı dosyasında davalıya mükerrer olarak 59.000,00 TL vekalet ücreti ödemek durumunda kaldığından bahis ile 59.000,00 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini dilemiştur.
Mahkemece,davalı avukatın tahsilatları yaptıktan sonra davacıya bürosuna gelmesi için cevaplı tel gönderdiğini, ancak davalı tarafından alınmadığırnı, telgrafta belirtilen adres sözleşmede yazılı adres olduğundan, bu durumda, tebligatın yapılmış olduğunun ve buna göre de, davalı avukat için vekalet ücreti ve masraflar karşılığında hapis hakkını kullanmasının yasal koşullarının oluştuğunun kabul edilmesi gerektiğini, davalının, telgrafın alınmaktan imtina edildiğini 25/03/2005 tarihinde alacağından haberdar olduğunu, dolayısıyla alacağın 25/03/2005 tarihinde muaccel hale geldiğini, alacağın muaccel hale geldiği tarih ile dava tarihi arasında 5 yılı aşkın bir süre geçtiğinden …nın 126. Maddesi uyarınca davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı vekil tarafından tahsil edilen bedelin tarafına verilmediğinden dolayı alacağın tahsiline ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmakta olup, vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup;işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. BK.nun 392.maddesi hükmü gereğince vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği herşeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya mecburdur. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle iade borcunda muacceliyet vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. Nitekim Hukuk Genel Kurulu’nun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Davalının hesap vermediği açık olup azil tarihide 12.10.2006 tarihidir.Buna göre BK. nun 126.maddesindeki 5 yıllık süre dava tarihi itibariyle henüz dolmamıştır.Somut uyuşmazlık itibariyle mahkemece davalının azledildiği 12.10.2006 tarihinden dava tarihine kadar BK 126. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gözetilerek, işin esasına girilerek sonucuna uygun şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Mahkemece, davacının Şişli 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/450 Esas sayılı dosyadada bu alacağının mahsubunu talep ettiği gözetilerek her iki dosyanın birlikte görülüp görülmeyeceği hususu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve ayasaya aykırı olup bozma gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın bozulmasına peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.