Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/24197 E. 2013/2544 K. 06.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/24197
KARAR NO : 2013/2544
KARAR TARİHİ : 06.02.2013

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirketin kendisini tanıtım seminerine çağırarak, tesislerin görülmesinden sonra dilerse sözleşme imzalayabileceği sözü vermelerine rağmen hile ile, tanıtım sonrası sözleşme imzalatarak 3.710-TL parasını aldıklarını, her biri 667-TL bedelli 12 adet bono imzalattıklarını, üç adet bonoyu ödediğini, sözleşmenin devre tarihinin boş bırakıldığını, daha sonra kargo ile gönderilen sözleşmede devre tarihinin 10 Eylül – 24 Eylül olarak tahrif edilmiş olduğunu, devre kodunda B17 yazıldığı rakamla kısmında ise tarih yazılı olmadığını, cayma belgesi verilmediğini, çocuklu bir ailenin okul dönemi içinde tatil yapamayacağını, iradesinin fesada uğradığını, davacının içeriğine etki edemediği sözleşmenin haksız şart içerdiğini, sözleşmenin 23.12.2011 tarihinde kargo ile gönderilmesinden sonra Beyoğlu 57.Noterliğinin 27.12.2011 tarihli ihtarname ile fesh ve cayma iradesinin davalı şirkete bildirildiğini belirtilerek, sözleşmenin feshi ile ödenen 5.711-TLnin en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsiline, toplam 6.003-TL bedelli 9 adet bononun iptaline karar verilmesi istemiştir.
Davalı, görev ve yetki itirazında bulunarak müvekkil şirketin sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiği belirtilerek itirazın kabulü ile dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, devre mülk sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle HMK 115. madde uyarınca, davanın usulden reddine, HMK’nun 20. maddesi uyarınca, taraflardan birinin kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde talebi halinde, dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın 3/c maddesinde düzenlenen tatil amaçlı taşınmaz mallar kapsamında kalan devre mülk sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık devre mülk sözleşmenin iptali ve ödediği bedelin iadesine ilişkin olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece uyuşmalığın çözümlenmesi gerekirken genel mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 6.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.