YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2363
KARAR NO : 2012/13003
KARAR TARİHİ : 21.05.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, dava dışı kooperatifin inşaatının tamamlanması için davalıdan 70.000 TL borç para aldıklarını, alınan bu borcun karşılığında biri 60.000 TL diğeri de 27.500 TL meblağlı olmak üzere iki adet senet verdiklerini, borcun bir kısmını ödediklerini, kalan 47.500 TL bakiye borç içinde davalıya kooperatiften daire verildiğini, davalının elinde kalan 60.000 TL meblağlı senedi iade etmeyip takibe koyduğunu ileri sürerek borçsuzluğun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacılar iddialarının doğru olduğunu, ancak kaba inşaat halinde kendisine verilen dairenin kaçak yapıldığını ve yıkım kararı çıktığını öğrendiğini, davacıların kendisine verdikleri bu daireyi üçüncü şahsa sattığını, bu yerin tapusunun davacıların kendisine devredememesi nedeniyle kendisinin de üçüncü şahsa devir işlemini gerçekleştiremediğini, böylece mağdur olduğunu savunarak davanın reddini %40 tazminatın tahsilini dilemiştir.
Mahkemece, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu geçersiz sözleşme nedeniyle tarafların aldıklarını iade etmesi gerektiği gerekçe gösterilerek davacıların davalıya 47.500 TL dışında borçlu olmadıklarının tespitine, takibe konu senede vade tarihinden faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olan sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme nedeniyle her iki tarafında aldıklarını iade ile yükümlü oldukları mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece, davacıların davalıya bu harici satış nedeniyle 47.500 TL borçlu bulundukları kabul edildiğine göre bu borç nedeniyle verilen dairenin de iadesine karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönü gözetmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Her ne kadar davalı, davacılar tarafından verilen 30.1.2009 ödeme tarihli bonoya dayanarak vade tarihinden itibaren faiz istemiş ise de anılan bonodan doğan bakiye 47.500 TL borca karşılık davacıların kendisine daire verdiklerini cevap dilekçesinde kabul etmiştir. Bu durumda borç yenilendiğine göre davacı, artık bonoda gösterilen vade tarihinden değil, icra takip tarihinden itibaren faiz ister. Mahkemenin bu yönü gözardı ederek bonodaki vade tarihinden itibaren faiz yürütmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 21.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.