Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/22394 E. 2013/2671 K. 07.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22394
KARAR NO : 2013/2671
KARAR TARİHİ : 07.02.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirketten satış sözleşmesi ile daire satın aldığı dairenin kendisine teslim edilmediğini, kat irtifakı tescilinin yapılmadığını, bunun üzerine Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/356 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, satış sırasında davalı tarafa verilen senetlerin bedelsiz kaldığını, önceki senetlerin ödendiğini, diğer davalının davalı … Yapı firmasının müteahit taşeronu olduğunu, hizmet karşılığı senetlerin davalı …’e tutanakla diğer davalı şirket tarafından verildiğini, davalı … tarafından davacı ve diğer şirket aleyhine Gebze 1.İcra Müdürlüğünün 2009/5016 esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını ileri sürerek, davacının davalılara icra dosyasına konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Tebligat Kanunun 35. maddesine göre dava dilekçesi tebliğ olunan davalı … Yapı LTD. Davaya cevap vermemiş, diğer davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun 1.maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş; yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacının müteahhit olan davalı … Yapı LTD.den ev satın aldığı, taksitli satış sırasında verdiği senetler yönünden borçlu olmadığının tespitini istediği, bu nedenle de taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya da Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda, kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün, 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 2 no’lu bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 07.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.