Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/18676 E. 2013/15212 K. 05.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/18676
KARAR NO : 2013/15212
KARAR TARİHİ : 05.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat….geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı … sınırları içinde…mevkiinde 1992 yılında 775 sayılı kanun kapsamında hazırlanan kendi evini kendin yap 2. etep konutları projesi gereği 8.500,00 TL arsa tahsisi karşılığı ödeme yaptığını, ancak davalının arsa tahsisini yapmadığını gibi bilahare kampanyadan vazgeçildiği hususunun da bildirilmediği belirterek,arsa karşılığı talep edebileceği bedelin tespiti ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 20.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36’ıncı maddesinde, AİHS’nin 6’ıncı maddesinde ve HMUK’un 73’üncü maddesi ile HMK’nın 27’inci maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.Hukuki dinlenilme hakkı adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Ayrıca HMK’nın 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.HMK 115/2 ve 120 maddelerinden ve 30.09.2011 tarihli resmi gazetede yayımlanan HMK gider avansı tarifesinin 1 ve 6 maddelerindeki düzenlemelerden gider avansının davanın açılması sırasında alınmasının şart olmadığı mahkemenin sonradan da bu eksikliği kesin süre vererek ikmal ettirebileceği anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarihte eksik veya hiç gider alınmamış olsa bile gider avansı dava şartı olmakla hüküm verilinceye kadar ikmal ettirilebilir. Bu durum davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir.Gider avansının yatırılmaması halinde dava usulden ret edilir.Tarafların bazı usuli işlemleri belli bir süre içinde yapmaları için hakimin bir tarafa kesin mehil verebileceği HMK’nun 94 ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kesin
mehil, davanın en az masrafla ve sürüncemede bırakılmadan bir an evvel sonuçlanmasını temin için hakime tanınan yasal takdir yetkisidir. Ancak kesin mehil verilen işlemin yapılmaması, bir hakkın ortadan kalkması sonucunu doğurduğundan bu konudaki kararın yasaya uygun olması zorunludur. Bu nedenle HMK’da taraflara verilecek kesin süreye ilişkin ara kararlarda, yapılması gereken işlerin neler olduğunun açıklıkla belirtilmesi, tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, süreye uyulmamasının doğuracağı sonuçların açıklanması ve bu konuda tarafın uyarılması gereklidir. Aksi takdirde kesin mehle uymama, hukuki sonuç doğurmaz. (Bkz. HGK 21.9.1983 T. 14/3447-825 sayılı kararı)
Somut olayda mahkemece, 8.3.2012 tarihli duruşmada davacı vekiline “ Mahallinde yapılacak inceleme nedeni ile yatırılan avans yeterli olmayacağından 6100 sayılı kanun hükümleri gözönüne alınarak 1.000,00 TL ek gider avansının davacı vekili tarafından iki haftalık kesin süre içerisinde karşılanmasına, kesin süre içerisinde yargılama gider avansının karşılanmaması halinde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verileceği hususunun ihtarına,” karar verilmiş;10.05.2012 tarihli duruşmada ise, davacı tarafın gider avansı için yeniden süre istemesi üzerine davanın ispat yönünden reddine karar vermiştir.Mahkemece davacıya ek gider avansını yatırması için iki haftalık kesin süre verilmiş ise de, talep edilen “ 1.000,00 TL ek gider avansını” ‘a nelerin dahil olduğu belirtilmemiştir.Diğer bir söyleyişle,ikmali istenen bedelin delil ikamesi avansı olmasına rağmen,karşılanmaması halinde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verileceği hususunun ihtar edildiği anlaşılmaktadır.Oysa ki mahkemece,mahallinde inceleme ve bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılarak ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.Ara kararında dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verileceği ihtarı karşısında,davanın esastan reddi çelişki oluşturmuştur.Çünkü mahkemece,dosyadaki mevcut deliller değerlendirilmeden davanın esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca az yukarıda açıklandığı şekilde dosyadaki mevcut delillerin değerlendirilmesi ile sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 5.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.