Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/15061 E. 2012/19123 K. 12.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/15061
KARAR NO : 2012/19123
KARAR TARİHİ : 12.09.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı, davalının, dava dışı bankadan aldığı kredi borcuna kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibi üzerine faizleri ile birlikte toplam 2.434,36 TL kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını, … olduğu miktarın davalıdan rücuen tahsili için takip başlattığını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ikametgah adresinin … olması nedeniyle davada yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu savunarak, davanın öncelikle yetkisizlik, kabul edilmediği takdirde ise esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, “davalının, icra takibinde … İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, takip konusu alacağın kefalet nedeniyle rücuen alacak olması nedeniyle takibin davalının ikametgahı olan … İcra Müdürlüğünde yapılması gerektiği, takibin yapıldığı … İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığı” belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin
bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre, sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için yetkili olan kendi ikametgahında da takip ve dava açabilir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; dava, kredi borcuna kefalet nedeniyle ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yetkili icra müdürlüğünün davalının ikametgahının bulunduğu … İcra Müdürlüğü olduğu gerekçesiyle takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmişse de, davacı kefil ile davalı asıl borçlu arasında sözleşme ilişkisi mevcut olup, … bu davada sözleşmeye ilişkin yetki kurallarının uygulanması gerektiği açıktır. Dava konusu talep, sözleşmeye dayalı para alacağının tahsili istemine ilişkin olup, Borçlar Kanununun 73. maddesi gereğince, alacaklı bu para borcunun ödenmesi için, kendi ikametgahında takip başlatabileceğinden, davacının ikametgahının bulunduğu … İcra Müdürlüğü de takipte yetkilidir. O halde takip, yetkili İcra müdürlüğünde yapılmış olduğundan, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir..
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.