YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12398
KARAR NO : 2012/19601
KARAR TARİHİ : 12.09.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıya tapuda alım-satım yetkisini içeren 10.06.2004 tarihli vekaletname verdiğini, ancak davalının talimat olmamasına rağmen 48/22 parselde kayıtlı 4 katlı villayı 28.10.2008 tarihinde üçüncü şahsa satarak parasını zimmetine geçirdiğini, bu satıştan sadece 21 gün sonra da boşanma davası açtığını ve boşandıklarını, satış tarihindeki rayiç değerin 400.000,00 TL olmasına rağmen davalının tapuda satışı 5.000,00 TL olarak gösterdiğini,hesap vermekle yükümlü olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 05.12.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 170.000,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece Aile Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle görev nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4787 sayılı “Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa” nın değişik 4. maddesine göre Aile Mahkemelerinin görevleri üç bent halinde olmak üzere; 1. bentte, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı “Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun”a göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 2.bentte, 2675 sayılı “Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun”a göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, 3.bentte ise, kanunlarla verilen diğer görevler olarak açıklanmıştır.
2012/12398-19601
Somut olayda dava,tarafların evli oldukları dönemde davacının eşine taşınmaz satışı için verilen vekaletname ile yapılan satış sonucu hesap verme yükümlülüğüne ilişkin olup, davacı ve davalının boşandıkları, boşanma kararının 23.05.2009 tarihinde kesinleştiği hususu tartışmasızdır. Bu durumda taraflar arasında aile hukuku kapsamında bir alacağa ilişkin istem ve dava mevcut olmadığı, B.K.’nun vekalete ilişkin hükümlerin uygulanarak çözümlenmesi gerekir. O halde taraflar arasındaki ihtilafın sebebi Türk Medeni Kanunu’nun, Aile Hukuku’ndan doğan dava ve işler kapsamındaki bir sözleşmeden değil, Borçlar Kanunu kapsamında bir sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla dava konusu olayda, aile hukukuna ilişkin bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceğinden, davada görevli mahkeme de Aile Mahkemesi değil, genel mahkemedir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,aksine değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.