Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2012/10442 E. 2013/5747 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10442
KARAR NO : 2013/5747
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki ayıplı konut alımından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat … gelmiş karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığından … mahallesindeki … Vadisi Konutlarındaki taşınmazı satın aldığını, teslim sırasında kabaca tespit ettiği ayıpların bir listesini yazarak önceden hazırlanmış olan tesellüm belgesini ihtirazi kayıt koyarak 21.08.2008 tarihinde imzaladığını, Tüketiciyi Koruma yasasına göre tarafına satılan dairenin ayıplı mal olması nedeni ile, bu ayıplı hizmetin yeniden görülmesini, aksi halde ayıp oranında bedel indirimi hakkını kullanacağını ve şartların oluşması halinde de tazminat isteyeceğini içeren bir ihtarname hazırlayarak … 3.Noterliği aracılığıyla 18.03.2009 tarihinde TOKİ Başkanlığına gönderdiğini, ancak ayıpların TOKİ tarafından giderilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilikin hakları saklı kalmak kaydıyla, satın aldığı dairede bulunan ayıpların plan ve projede yazılı şartlara uygun hale getirilebilmesi için yapılması gereken harcama miktarı ile çevre düzenlemesi ve otopark yokluğunun dairede meydana getirdiği değer kaybınında belirlenerek bulunacak toplam miktarın sözleşmede yazılı olan kalan satış bedelini toplamından indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, ayıp iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak, satın alınan taşınmaz bedelinin indirilmesi istemine ilişkindir. Davacının, davalıdan bir daire satın aldığı ve dairenin davacıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir.
4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi uygulanacaktır. Borçlar Kanununun 198. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Somut uyuşmazlıkta, davacı teslim sırasında bir kısım tespit olunan ayıpların tek suret olarak düzenlenen 21.8.2008 teslim föyüne ihtirazi kayıt olarak şerh düşüldüğünü, buna rağmen ayıpların giderilmediğini, 18.3.2009 tarihli ihtarname ile de bu ayıpları belirleyip giderilmesini istediklerini, sonuç alamayınca dava açtıklarını ileri sürmüştür. İhtirazi kayıt düşüldüğü ileri sürülen teslim belgesi dosya içerisinde mevcut değildir. Mahkemece, bu belge temin edilip ihtarname ile bildirilen ayıplarla birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının ileri sürdüğü ve imalattan kaynaklandığı değerlendirilen ayıpların, açık yahut gizli mahiyetlerinin ve buna göre de tüketici tarafından yukarıda açıklanan ilkeler ışığında süresinde ihbar külfetinin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti, süresinde ihbar edilmeyen ayıplar yönünden davalının sorumlu tutulamayacağının gözetilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA,2 nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 83,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 7.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.