YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9322
KARAR NO : 2011/15613
KARAR TARİHİ : 28.10.2011
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı …,davalı şirketin hastanesinde ameliyat edildiğini,3.500 TL hesap çıkarıldığını,ödeyemeyeceğini bildirmesi üzerine kendisinden 5.000 TL bedelli senet alındığını,eşi olan diğer davacının senedi kefil olarak imzaladığını, bononun tamamını ödemesine rağmen davalı tarafça bononun 3.700 TL üzerinden icra takibine konu yapıldığını belirterek takibin 2.500 TL açısından iptali ile borçlu olmadıklarının tespitine, kefaletin iptaline, faiz oranın indirilmesine ve %40 icra inkar tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile icra takip tarihi itibariyle davacının 3.700 TL borçlu olduğunun tespiti ile takibin 3.700 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye 2011/9322-15613
mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında 4077 sayılı yasa kapsamında kalan bir ilişkinin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Öyle olunca, Tüketici Mahkemesinde dava açılması mümkün değildir. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu durumda mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenip,yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2)Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın (1) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 28.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.