Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/8444 E. 2011/19662 K. 20.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8444
KARAR NO : 2011/19662
KARAR TARİHİ : 20.12.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı, davalıların sahibi oldukları taşınmaz üzerinde bina yapımı için dava dışı müteahitle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, binanın denetimi içinde kendileri ile davalı arsa sahipleri arasında yapı denetim hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalıların ücretin 5757 TL’nı belediyedeki yapı denetim hesabına ödediklerini, ancak bakiyesini ödemediklerini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzene 7500 Tl’nın tahsilini istemiştir.
Davalılar, davacının delil olarak dayandığı Yapı Denetim hizmet sözleşmesindeki imzaların kendilerine ait olmadığını, kaldıki yapı denetim bedelinin müteahit tarafından ödeneceğinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinde belirlendiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, yapı denetim hizmet sözleşmesindeki imzaların davalıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki davada davalılar ile yapılan sözleşme uyarınca hizmeti ifa ettiklerini belirterek kararlaştırılan ücretin tahsilini istemiş, davalılar ise sözleşmedeki imzanın kendilerine ait olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece, imzanın davalılara ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 5. maddesinde, yapı denetim hizmet sözleşmelerinin yapı sahibi ile denetim kuruluşu
arasında akdedileceği hükme bağlanmış, bahsi geçen kanuna dayanılarak çıkarılan Yapı Denetimi Uygulama yönetmeliğinin 8. maddesinin 1 numaralı bendinde de yapı sahibinin, yapı denetimi hizmet sözleşmesini bizzat veya hukuken temsile yetkili vekili aracılığı ile imzalamak zorunda olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Yukarıda bahsi geçen yasal mevzuat uyarınca, yapının denetimi için yapı denetim kuruluşu ile hizmet sözleşmesinin imzalanması zorunluluğunun bulunduğu ve sözleşmeninde bizzat veya hukuken temsili yetkili vekil aracılığıyla yapı sahipleri tarafından imzalanması gerektiği anlaşılmaktadır. Davalılar, yapı denetimi hizmetinin davacı dışında başka bir firma tarafından yerine getirildiğini iddia ve ispat etmedikleri gibi, dosyada bulunan belediyenin yazısına görede davacının belli bir oranda hizmet verdiği görülmektedir. Hal böyle olunca, sözleşme altındaki imza davalılara ait olmasa dahi davacının verdiği hizmet oranında ücret talep etmeye hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Aksinin kabulü davalı arsa sahiplerinin haksız zenginleşmeleri sonucunu doğurur ki, bunun kabul edilmesi ise olanaklı değildir. Ne var ki davacının dayandığı sözleşme altındaki imzalar davalılara ait olmadığı içinde davacı sözleşmede belirtilen ücreti değil, tarifeye göre yaptığ … kadar ücret isteyebilir. Mahkemece, gerekirse mahallinde keşif yapılmak suretiyle davacının yaptığı … miktarı belirlenerek, konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla tarife uyarınca talep edebileceği ücretin belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek yazılı şekilde davanın reddine karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan karırın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.