Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/7307 E. 2011/18168 K. 06.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7307
KARAR NO : 2011/18168
KARAR TARİHİ : 06.12.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile kardeş olduğunu, miras yolu ile intikal eden taşınmazlar nedeniyle mirasçılar arasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, dava sonunda taşınmazın satılmasına karar verildiğini, satış aşamasında tüm kardeşlerin anlaşarak davalıya başka bir taşınmazın verilmesi, davalının da davaya konu taşınmazdaki hisselerini kendisine ve dava dışı diğer kardeşlere devretmesinin kararlaştırıldığını, ayrıca davaya konu taşınmazın diğer 3 kardeş tarafından satıldığında hemen 3 yıl içinde satılmadığı taktirde ise 3.yılın sonunda her bir kardeşin davalıya 40.000 TL ödemeyi taahhüt ettiklerini bunu temin içinde oğlu tarafından düzenlenen tanzim ve vade kısmı boş senedi davalıya verdiğini, ancak davalının bu tarihleri doldurarak zamanından önce takibe koyduğunu, bono bedelini 8.630 TL faizle birlikte 48.630 TL olarak ödemek zorunda kaldığını, 40.000 TL.nın vadesinden önce ödenmesi nedeniyle faiz gelirinden de mahrum kaldığını ileri sürerek, fazla ödediği 8.630 TL ile faiz gelirinden fazlası saklı kalmak üzere 1.000 TL.nın tahsilini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki davada, davalının davaya konu taşınmazdaki hisselerini kendisine ve dava dışı diğer kardeşlere devretmesi nedeniyle davalıya başka bir taşınmazın
2011/7307-18168
yanında, davaya konu taşınmazın satılması anında hemen 3 yıl içinde satılmaması halinde ise 3. Yılın sonunda 40.000 TL ödemeyi kabul edip buna karşılık teminat amacıyla boş senet verdiğini, davalının senedi kararlaştırılan tarihten önce takibe koyması nedeniyle faiz ödemek zorunda kaldığını, ayrıca parayı erken ödemesi sonucunda da faiz gelirinden mahkum kaldığını ileri sürmüştür. Davalı her ne kadar davaya cevap vermemiş ise de, Cumhuriyet Savcılığı ifadesinde senetteki tanzim ve vade tarihini anlaşmaya uygun olarak doldurduğunu savunmuş bulummaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar kardeş olsada, aralarındaki ilişkiyi yazılı belgeye bağladıkları için, dava konusu olayda artık tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınması olanaklı değildir. Bu bağlamda, senetteki vade tarihinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, aralarında iddia ettiği gibi bir kararlaştırmanın bulunduğunu davacının yazılı delille ispat etmesi gerektiğinin kabulü zorunludur. Davacının dosyaya sunduğu deliller ile bu hususu ispat edemediği görülmektedir. Bu itibarla davacının iddiasını ispat ettiği ve fazla para ödendiğine dair mahkeme kabulünde isabet bulunmamaktadır. Ne var ki, davacının dava dilekçesinde her türlü delil demek suretiyle yemin deliline de dayandığı anlaşıldığından, davacıya iddiasını ispat zımnında davalıya yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 143.25 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 6.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.