Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/6797 E. 2012/1682 K. 01.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6797
KARAR NO : 2012/1682
KARAR TARİHİ : 01.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı vekili avukat …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalının Halkbankasına olan kredi borcu nedeniyle ipotekli olan dairesini bedelini ödeyerek satın aldığını, davalı kredi borcunu kapatacağını bildirdiğinden davalıya güvenerek daireyi ipotekle yükümlü olarak aldığını, ancak borcunu ödemeyince alacaklı banka tarafından davalı hakkında takip yapıldığını ve dairenin icra yoluyla satıldığını, daireyi de eşinin 60.000,00 TL bedel + 1.500,00 TL harç ödeyerek bankadan satın aldığını, davalının borcu nedeniyle 61.500,00 TL kaybı olduğunu ileri sürerek davalı hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamını, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu bilerek satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu ve kredi borcunun ödenmemesi halinde ipoteğin paraya çevrileceğini bilerek taşınmazı satın aldığı ve taşınmazı kendi isteğiyle satın alan dava dışı Ünver Bulut’un ödediği para nedeniyle takip yapamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, takibe konu alacağın % 40’ı oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, ipotekle yükümlü olarak satın aldığı taşınmazın bakiye borcunun ödenmemesi nedeniyle satın aldığı taşınmazın elinden çıkmasından dolayı uğradığı zararın tazminini istemiş, davalı ise, ipoteğe konu taşınmazın bakiye borcunun dava dışı bankaya bizzat kendisi tarafından ödendiğini ya da ipotek bedeli kadar fiyattan indirim yapılarak satışın gerçekleştiğini savunmamıştır. Başka bir anlatımla davalının bakiye borcunun dava dışı bankaya davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle taşınmazın icraen satıldığı konusunda ihtilaf yoktur. Hal böyle olunca, davalının bankaya olan bakiye borcundan dolayı, ödediği miktarı davalıdan isteme hakkı vardır. Kaldı ki, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Bu nedenle mahkemece, davacının ödediği miktarla sınırlı olarak davanın kabulü gerekirken, davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-İİK 67/2 maddesi takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca alacaklı-davacı lehine tazminata hükmedilebilmesi için davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Eldeki davada davacının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.