YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6342
KARAR NO : 2012/2239
KARAR TARİHİ : 07.02.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı Telekom A.Ş avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat … geldi davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kurumun sözleşmeli avukatı iken, sözleşmesinin yenilenmeyerek feshedildiğini, Avukatlık Ücret Tarifesine göre, hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukatın tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanacağını, bu durumda takip etmiş olduğu icra dosyalarına ilişkin vekalet ücretlerinin ödenmesi gerektiğini, ancak ücret alacaklarının tahsili için göndermiş olduğu ihtardan sonuç alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 88.069.529.267 TL vekalet ücreti alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, ödenmesi gereken ücretin sözleşmenin 4. maddesinde belirlendiğini, davacının ücreti ödenen dosyalar için de talepte bulunduğunu, kaldı ki bir kısım dosyaları takipsiz bırakarak kurumun zararına neden olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiş, açmış olduğu karşı dava ile de, 116.554.674.258 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, anılan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 86.410,72 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı davanın kısmen
Kabulüne, bir kısım dosyaların yenileme ücreti olan 1.134,30 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasındaki 16.6.2001 tarihli sözleşmenin, davalı tarafından gönderilen 12.5.2003 tarihli ihtarla, 16.6.2003 tarihinde yenilenmeyerek feshedildiği, sözleşmenin 3/1.maddesinde, sözleşme süresinin bir yıl olduğu, tarafların sözleşme bitiminden bir ay önce yazılı olarak fesih ihbarında bulunmadıkları takdirde aynı koşullarla sözleşmenin bir yıl uzayacağı, 3/2. maddesinde taraflarca yazılı ihbar tarihinden bir ay sonra geçerli olmak üzere sözleşmenin her zaman feshedilebileceği, 3/son maddesinde ise, sözleşmenin feshi halinde ücretin sözleşmenin 4.maddesine göre belirleneceği kararlaştırılmıştır. Ücretin belirlendiği sözleşmenin 4.maddesinin 1.fıkrasında, telefon alacakları ile ilgili olarak yapılacak takiplerde ve bu takiplere bağlı olarak açılacak davalarda, karşı taraftan tahsili gereken avukatlık ücretinin avukata ait olacağı, bu ücretin, asıl alacağın faiz, gecikme bedeli, masraf gibi tüm ferileriyle birlikte tamamen tahsilini müteakip avukata ödeneceği, aynı maddenin 2. fıkrasında, yapılan icra takiplerinde, borçlu adresinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi ve icra merciinin adres tespiti yapılamadığına ilişkin yazısı ile birlikte dosyanın Türk Telekom’a iadesi halinde, avukata takibe konulan meblağın %1’i oranında ücret ödeneceği, 3. fıkrasında, kısmi tahsilatta, borçlu adresinin tüm araştırmalara rağmen tespitinin mümkün olmaması nedeniyle bakiye alacağın tahsil edilememesi ve bu hususun da tevsiki suretiyle dosyanın Telekom’a iadesi halinde, avukata yapılan tahsilat miktarına isabet eden oranla vekalet ücretinin ödeneceği, tahsili mümkün olmayan miktar için avukata bu miktarın %1’i oranında ücret ödeneceği, 6. fıkrasında, alacağın dosyanın avukata teslimi, tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde tamamen tahsilinin sağlanması halinde icraya konulan meblağın %3’ü oranında, söz konusu tahsilatın 6 ay içinde sağlanması halinde, icraya konulan meblağın %2’si oranında prim ödeneceği belirtilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, hizmet hukuk müşavirliği niteliğinde bir sözleşme olup geçerlidir. Sözleşme ile belirlenen ücretin, Avukatlık Kanununun 164/4 maddesinin 1.cümlesinde belirtilen anlamda ve asgari Ücret tarifesi altında bir ücret olduğu kabul edilemez. Dava konusu ihtilafın, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları ve
geçerli olan bu sözleşmenin hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Davacı avukat vekaletten azledilmemiş olup, 2001 tarihinden itibaren yıldan yıla yenilenerek devam eden sözleşmenin 2003 yılında yenilenmeyeceği bildirilmiştir. Bu nedenle Sözleşmenin 3.maddesi gereğince, davalının 12.5.2003 tarihli ihtarla sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirmesi haksız fesih sayılamayacağı gibi, Avukatlık Kanununun 164.maddesi anlamında haksız azlin sonuçlarını doğuran bir fesih de değildir. Bu itibarla olayda Avukatlık Kanununun 164.maddesi hükmü uygulanamaz. Ancak feshin haksız olmaması davacının fesih tarihi itibariyle hiç bir ücret isteyemeyeceği anlamına da gelmez. Davacı, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle, sözleşmenin 3/son maddesi hükmüne göre yine sözleşmenin 4.maddesi gereğince ücret isteme hakkına sahiptirler. Sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle, davacının tahsilatla sonuçlandırdığı veya henüz tahsilatla sonuçlanmayan ancak tahsilatı mümkün hale gelen ve tahsilat yapılabileceği kabul edilebilecek dosyalar ile, tahsilat yapılmasının mümkün olmayacağı anlaşılan dosyalardan dolayı sözleşmenin 4.maddesine göre ücret isteyebileceğinin kabulü gerekir. Sözleşmenin sona erdirildiği tarih itibariyle sonuçlanmayan ve devam edip ne olacağı belli olmayan dosyalardan dolayı da davacının sarf ettiği emek ve mesaisi nazara alınarak sözleşmenin 4.maddesine göre isteyebileceği ücret baz alınmak suretiyle ve bu miktarın altında olmak üzere hak ve nesafet kuralları da gözetilerek uygun bir miktarın ücret olarak istenebileceğinin kabulü gerekir.
Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ışığında davacının talep edebileceği alacak miktarı, bilirkişilerden ek rapor alınarak belirlenip, bu miktara hükmedilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle eksik bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın (2)numaralı bent gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 07.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.