Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/5696 E. 2011/7815 K. 12.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5696
KARAR NO : 2011/7815
KARAR TARİHİ : 12.05.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıların ihtiyacı nedeniyle davalılara 17.8.2004 tarihinde, üç ay sonra ödenmek üzere 30 lot Finansbank hisse senedi ile 2 lot Koç Holding hisse senedi gönderdiğini, Finansbank’ın lotlarda bedelsiz artış yaptığından dolayı hisse senetlerinin 81 lota ulaştığını, ödenmeyince 81 lot Finansbank hisse senedinin aynen iadesi veya değeri olan 350.000TL’nin tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalıların takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, fazlasısaklı kalmak üzere şimdilik 30 lot Finansbank hisse senedinin aynen iadesi veya değeri olan 130.000TL’nin faiziyle birlikte ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın davalı … yönünden reddine,davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-HUMK.nun 381.maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafların iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az, aynı yasanın 388. maddesinde belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. HUMK.nun 388/son maddesi gereğince de istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı kanunun 389. maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür. Bu gibi hallerde de HUMK.nun 388. maddesine uygun olarak
2011/5696-7815
tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HUMK.nun yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile … yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda davalı … yönünden davanın reddine,davalı …’e yönelik açılan davanın kabulü ile … 10. İcra Müdürlüğünün 2008/10539 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 124.800 TL asıl alacak yönünden iptaline,takibin bu miktar üzerinden devamına,fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedildiği halde gerekçeli kararda ise “Fazlaya ilişkin talebin reddine,davacının, dava dilekçesinde belirttiği ve takibe konu 81 lottan talep edilen ve hüküm altına alınan 30 lot dışındaki bakiye lotlarla ilgili dava ve talep haklarının saklı tutulmasına” şeklinde hüküm kurulmuştur.Gerekçeli karar ve kısa karardaki hükmün az yukarda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu ve kararın infazında tereddüt oluştuğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili ve infazda tereddüt yaratacak mahiyette kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı …’ün diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalı …’ün diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 18.53 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 12.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.