YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4416
KARAR NO : 2011/12036
KARAR TARİHİ : 12.09.2011
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile evli olup 1995 yılında boşandıklarını, boşanmadan önce inşa ettiği evin mülkiyetini davalı adına yaptırdığını, boşandıktan sonra davalının izni ile mevcut evin üzerine bir kat çıkarak burada ikamete başladığını, bilahare evin yarı hisse bedelini talep ettiğini bu arada davalı ile 30.1.2002 tarihli protokol imzalladığını bu nedenle katkı payına ilişkin davayı takipsiz bıraktığını ileri sürerek, boşanmadan sonra yaptığı kat bedeli için 8.000,00 Tl ile protokol ile davalının her ay ödemesi gereken bedel için toplam 7.000,00 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4787 sayılı “Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa” nın değişik 4. maddesine göre Aile Mahkemelerinin görevleri üç bent halinde olmak üzere; 1. bentte, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı “Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun”a göre aile hukukundan doğan dava ve işler, 2.bentte, 2675 sayılı “Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun”a göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi, 3.bentte ise, kanunlarla verilen diğer görevler olarak açıklanmıştır.
2011/4416-12036
Somut olayda dava, boşanma kararının kesinleştiği 1.2.1996 tarihinden sonra, davacının, davalıya ait taşınmaz üzerinde yaptığını iddia ettiği daire bedeli ile 30.1.2002 tarihinde taraflar arasında yapılan protokolden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davacı ve davalı boşandıkları, boşanma kararının 1.2.1996 tarihinde kesinleşteği hususu tartışmasızdır. Bu durumda taraflar arasında aile hukuku kapsamında bir evlilik birliği mevcut olmadığı döneme ilişkin alacağa ilişkin bir ihtilaf olduğunun kabulü gerekir. O halde taraflar arasındaki ihtilafın sebebi Türk Medeni Kanununun, Aile Hukukundan doğan dava ve işler kapsamındaki bir sözleşmeden değil, Borçlar Kanunu kapsamında bir sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla dava konusu olayda, aile hukukuna ilişkin bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceğinden, davada görevli mahkeme de Aile Mahkemesi değil, genel mahkemedir. O halde mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken , görev hususu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacı diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 12.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.