Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/3657 E. 2011/5290 K. 05.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3657
KARAR NO : 2011/5290
KARAR TARİHİ : 05.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı Kooperatif,…ve çevre ilçelerine tarımda kullanılmak üzere sulama suyu sağladıklarını, davalının 2004 yılında … ilçesinin … …ve…köylerinde 272 dekar alanda çeltik ekimi yaptığını, bu ekimin 110 dekarlık kısmına ilişkin ödemesi gereken su bedelini ödemediğini, yine 2005 yılında da … ilçesinin…ve Hacıllı köylerinde 198 dekar alanda çeltik ekimi yaptığı halde kullandığı su bedelini ödemediğini, davalının toplam 18.491,00 TL borcunun bulunduğunu, alacağın tahsili için…İcra Dairesinin 2008/781 esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlatılmışsa da davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, …’de ikamet ettiğini, yetkili icra dairesi ve mahkemenin … icra dairesi ve mahkemesi olduğunu, takibin yapıldığı…İcra Müdürlüğünde icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiğini savunarak, davanın yetkisizlik nedeniyle, kabul edilmediği takdirde ise esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının ikametgahının …, akdin ifa edileceği yerin de … ilçesi olması nedeniyle icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığı, bu durumda 2011/3657-5290
Davacının…Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Kooperatifin, sulama ücretinden kaynaklanan alacağının tahsili için…İcra Dairesinin 2008/781 esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatmış olduğu icra takibine, davalının süresi içerisinde borcun esasına ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, “itirazın iptali” istemiyle de … bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyip, kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. (Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, … 1995, 6. Bası, sayfa: 101-102 ) Öte yandan, bir itirazın iptali davasının görülebilmesi, usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itiraz usulünce incelenerek sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı da açıktır. (Bakınız, HGK’nun 28.3.2001 gün ve 2001/19 267-311 sayılı kararı) O halde dava konusu olayda davalı, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiğine göre, öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının incelenmesi gereklidir. Nitekim mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
Takibin yapıldığı…İcra Dairesinin yetkili olup olmadığının incelenmesinde;
HUMK.nun 9. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu, belirtilmiştir ki, bunlar da özel yetkiye ilişkin düzenlemelerdir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, davalıya sağladığı sulama suyuna ilişkin alacağının tahsili için takip başlatmış, başka bir 2011/3657-5290
ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının ödetilmesini talep etmiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp dava açabilir. Dava konusu olayda da alacaklı davacı Kooperatif, davalıya sağladığı sulama suyu nedeniyle doğan para alacağının ödetilmesi için Kooperatifin merkezinin bulunduğu yer olan…İcra Dairesinde takip başlatmış olup, söz konusu icra dairesi, sözleşmeden doğan para alacağının tahsili amacıyla yapılan takip yönünden yetkili icra dairesidir. Bu nedenle mahkemece icra dairesine yapılan yetki itirazının reddiyle işin esasının incelenmesi gerekirken, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 15,60 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.