Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/2756 E. 2011/9888 K. 23.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2756
KARAR NO : 2011/9888
KARAR TARİHİ : 23.06.2011

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı Toki vekili avukat … geldi, diğer davalı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı TOKİ’nin diğer davalı müteahhit …Toplu Konut..Ltd.Şti’ye inşa ettireceği “… … Toplu Konut Projesinden” 18.07.2006 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile …, Blok, 23 nolu daireyi 187.477,79-TL bedelle satın aldığını, teslim ile dairede kullanılan malzemelerin ve işçiliğin düşük kalitede olduğunun anlaşıldığını, Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/563 D…. sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, dairede ayıp ve eksikler bulunduğunun belirlendiğini, yazılı ve sözlü olarak TOKİ ve yüklenici firma yetkililerine söylendiği halde bu ayıpların ve eksiklerin giderilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile eksik ve ayıp nedeniyle dairede ortaya çıkan ve mahkemece tespit edilecek bedel farkının (nesafet farkının) sözleşme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı TOKİ, dairede ayıp ve eksik bulunmadığını, sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, ayıp ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı, …Toplu Konut…Ltd. Şti, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının dava dilekçesinde belirttiği ayıpların ve eksiklerin dairenin teslim alındığı tarihte mevcut olduğu, davacının ayıbı öğrendikten sonra, BK.’nun 198.md belirtilen mutad süre içerisinde davalılara bildirdiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı tarafından satın alınan dairede mevcut ayıplar ve eksikler nedeniyle oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir. Davalılar, dairede ayıp ve eksik bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davacı tarafından dairede bulunan açık ayıpların yasal süre içinde, gizli ayıpların ise mutad süre içinde davalılara ihbar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının, 18.07.2006 tarihinde davalı TOKİ’den satın aldığı daireyi 26.08.2008 tarihli teslim tutanağı ile teslim aldığı, 26.12.2008 tarihli dilekçe ile mahkemeye başvurarak davalı TOKİ aleyhine tespit yaptırdığı, tespit raporunun 16.01.2009 tarihinde davalı TOKİ’ye tebliğ edildiği, 18.02.2009 tarihinde eldeki davanın açıldığı hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi uygulanacaktır. Borçlar Kanununun 198. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, eksik …, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı … ise eserde olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade eder. İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından … sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek yoktur. … sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü sadece ayıplı işler içindir. 4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki eksiklik nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa; davacının açık ayıplar yönünden yasal süre içinde ihbar mükellefiyetini yerine getirmediği açık olduğu gibi bu yön mahkemenin de kabulündedir. Davacı tanıklarının teslim anında bulunduğunu bildirdiği ayıplar da gözle görülebilen bir başka ifade ile açık ayıplardır. Ancak, davacı, taşınmazında gizli ayıplar ve eksik işlerin de bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının iddiaları ile ilgili olarak mahallinde keşif yapılmalı, konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan dayanaklarını gösterir, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalı, eksik, açık ve gizli ayıplı işlerin ayrımı yapılmalı; açık ayıplar yönünden teslim tarihinden itibaren 30 günlük yasal süre içinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından tazminat talebi reddedilmeli, gizli ayıplar yönünden BK. 198. maddesi gereğince ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda tarafların delil ve karşı delilleri sorulmalı, toplanan delillere ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmeli, eksik işler bulunduğu tespit edilirse satış bedeli esas alınarak uygun bir tazminata hükmedilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 825,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 23.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.