Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/19989 E. 2012/11010 K. 24.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/19989
KARAR NO : 2012/11010
KARAR TARİHİ : 24.04.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki vekalet ücreti alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat … … ile davacı vekilli avukat …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların murislerinden kendilerine intikal eden … İlçesi, … Köyü, … mevkiinde bulunan 303 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/47 esas ve 2002/8 karar sayılı mülkiyetin tespiti dosyasında, aynı mahkemenin 2006/30 esas ve 2007/9 karar sayılı kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dosyasında ve … 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1009 esas ve 867 karar sayılı veraset dosyasında, davalıların bir kısmının murislerini, bir kısmının ise bizzat kendilerini vekil olarak temsil ettiğini, bir kısım davalı murisleri ile 01/05/2002 tarihinde ücret sözleşmesi imzaladığını, bu
2011/19989-2012/11010
Sözleşmeye göre mülkiyetin tespiti davasında hisselerine düşecek değerin %20’sinin, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında ise hisselerine düşecek bedelin yasal faizi ile birlikte %10’unun vekalet ücreti olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak davalıların azilname ile kendisini ahzu kabz yetkisinden azlettikleri gibi, vekalet ücretlerini de ödemediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 192.195,90 TL vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen 2008/447 esas sayılı dava dosyasında da, aynı nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 79.184,86 TL vekalet ücreti alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davanın davalıları, davanın reddini dilemiş, birleşen davanın davalıları ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, 2008/255 esas sayılı asıl davanın kısmen kabulüne, her bir davalı yönünden ilamda belirtilen miktarların, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2008/447 esas sayılı birleşen davanın kısmen kabulüne, her bir davalı yönünden ilamda belirtilen miktarların, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı, 15.7.2010 tarihli temyize cevap dilekçesi ile hükmü temyiz etmişse de, 29.10.2012 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinden feragat ettiğinden, davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda mahkemece asıl ve birleşen davada, talep edilen alacak miktarları yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmuşsa da, mahkeme masrafları ve vekalet ücretleri yönünden ise ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, ayrıca her bir davalının sorumlu olduğu alacak miktarı birbirinden farklı olmasına ve buna göre ayrı ayrı hüküm kurulmuş 2011/19989-2012/11010
olmasına rağmen, mahkeme masrafları ve vekalet ücretleri yönünden ise aynı şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma şekil ve sebebine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davacının temyiz dilekçesinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 3.bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan 2.000,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.