Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/18808 E. 2011/19159 K. 15.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/18808
KARAR NO : 2011/19159
KARAR TARİHİ : 15.12.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalıya ait taşınmazı 1990 yılında kiraladığını, 2001 yılı mart ayında yeni kira sözleşmesi yapıldığını, 1990 yılında kira sözleşmesinin imzalanması için ön şart olarak zorlama ile arka kısmında kira sözleşmesinden kaynaklı teminat olduğunu belirtir şerhin bulunduğu boş senet alındığını, ancak davalının senedin sol kısmının arkasında bulunan teminat şerhinin yazılı olduğu kısmı keserek aleyhine icra takibi yaptığını, taşınmazı tahliye ettiğini, teminat senedinin de bedelsiz kaldığını ileri sürerek, takipten dolayı borçlu olmadığının tesbiti ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya borç para verdiğini, karşılığında takibe konu senedi verdiğini, senedin teminat olarak verildiği vs. iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı ile davalı arasında yapılan 1.11.1990 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 12. maddesinde, kiracının mal sahibine yıllık olarak kira bedelleri üzerinden bono vereceği düzenlemesi getirildiği, yenilenen kira sözleşmesinin de 1.3.2001 tarihinde 4 yıl süreli olarak düzenlendiği, davalının davacı aleyhine 29.3.2007 tarihinde yaptığı icra takibi ile senet bedeli 120.000 euro karşılığı 223.320 TL.nin tahsilini talep ettiği, dosyadaki bilgi ve belgelerle tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı takibe konu senedin 1990 yılında kira sözleşmesi imzalanırken müzayaka halinde teminat olarak boş verildiğini,
Senedin sol arka yanına teminat ibaresinin yazıldığını, davalının bu yeri keserek takibe koyduğunu ileri sürmüştür. Davacı iddiası üzerine mahkemece aldırılan 22.10.2009 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin raporunda, senetteki borçlu ismi yazısı ile imzalarının aynı fiziki evsafta bir kalemle yazılı olduğu diğer yazı ve rakamların daktilo ile yazıldığı, inceleme konusu senedin sol kenarının matbu kesim olmadığı , kesilen bölümde önceden yazı bulunup bulunmadığının teknik olarak saptanamayacağı, senedin düzenlendiği daktilo şerit mürekkepleri ve kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan bilimsel bir yöntem bulunmadığından zaman birimleri açısından bir tesbite gidilemediği açıklanmıştır.
Davacı şikayeti ile bedelsiz senedi kullanmak suçundan davalı aleyhine açılan ve … 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/1018 esasta görülen ve hukuki ihtilaf olduğundan beraatle sonuçlanan davada; davalı …’nun sanık olarak verdiği 22.1.2008 tarihli beyanında; “ …. bana ait olan taşınmazı müştekiye kiralamıştım, karşılığında kendisinden 5-6 sene kadar önce bir senet almıştım, senedi doldurup vermişti, müşteki bir yatırım yapacaktı , paraya ihtiyacı vardı, aramız iyiydi, ben kendisine borç para verdim, karşılığında bana senedi doldurup verdi, senet karşılığını ödemediği için icraya vermek durumunda kaldım “ açıklamasını yaptığı anlaşılmaktadır.
Davacının kiracı, davalının kiralayan olarak imzaladığı 1.11.1990 tarihli kira sözleşmesinde davalı kiralayana bono verileceğinin düzenlendiği, takibe konu senedin sol kenarının matbu kesim olmadığının Adli Tıp Raporunda açıklandığı ve davalı kiralayanın Sulh Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadesindeki kira sözleşmesi karşılığında senet aldığının kabulü hususları birlikte değerlendirildiğinde; takibe konu senedin teminat senedi olarak verildiğinin kabulü gerekir. Bu hususun aksinin yani takibe konu senedin teminat senedi olmadığının isbatı davalı kiralayan ….. yükümlülüğündedir. Mahkemece, davalıya ispat için imkan verilerek bu husustaki delilleri toplanmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece ispat yükü yanlış değerlendirilerek davacıya yemin teklifi hatırlatılıp yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 400 TL. temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, peşin alınan 400 TL. temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.