Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/17625 E. 2012/3728 K. 23.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/17625
KARAR NO : 2012/3728
KARAR TARİHİ : 23.02.2012

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalıdan satın aldığı karpuz fidelerinin teslim alarak tarlasına diktiği halde fidelerde kahverengi lekelenmeler ve akıntılar olduğunu, hasat zamanı yaklaşırken ürünün çürümeye başladığını, davalıya ve ilçe tarım müdürlüğüne başvurduğunu, karantina kararı alındığını, tesbit yaptırdığını bildirerek ayıplı fideler nedeniyle uğradığı zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş,esası yönünden de davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davalıdan satın aldığı karpuz fidelerinin hastalıkla bulaşık olması nedeniyle zararının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş,mahkemece de davacının yaptırdığı tesbitteki bilirkişi raporunun 27.8.2009 tarihinde tebliği nedeniyle bu tarihte zararı ve zarar vereni öğrendiği,davayı ise 11.2.2010 tarihinde açtığını, TTK’nun 25.maddesi hükmüne göre ticari satışlarda süresinde ayıp ihbarında bulunmadığının tesbiti ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir.
5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 11.maddesinde” Fiillerinin ayrıca suç sayılma hâli saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler.
Dava, zarara uğrayanın zarara uğradığının tespit edilmesinden itibaren altı ay içinde, her hâlde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl içinde açılabilir.”hükmünü içermektedir. Davacı, 2009 yılının 3. ve 4. ayında teslim alıp diktiği fideler üzerinde 11.8.2009 tarihinde mahkeme aracılığı ile tesbit yaptırmış,zararın fidelerden kaynaklandığını belirten tesbit bilirkişi raporu 28.9.2009 tarihinde davacıya tebliği edilmiştir. Bundan evvel ilçe tarım müdürlüğünün davacı parseli ve bölgedeki incelemeleri sonucu karantina kararı alınmış,davacıya karar 12.8.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı eldeki davasını 11.2.2010 tarihinde açtığına göre, gerek tesbit bilirkişi raporunun tebliği,gerekse karantina kararının tebliğinden itibaren az yukarıda bahsedilen kanundaki 6 aylık süre içinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın zamanaşımından dolayı reddedilmesi doğru değildir. Davacının tacir olduğu dosyada iddia ve ispat edilmediği gibi Tohumculuk Kanununun kapsam başlıklı 2.maddesinde “ Bu Kanun; tarla bitkileri, bağ-bahçe bitkileri, orman bitki türleri ve diğer bitki türleri çoğaltım materyaline ait çeşitlerin ve genetik kaynakların kayıt altına alınması, tohumlukların üretimi, sertifikasyonu, ticareti, piyasa denetimi ve kurumsal yapılanmalar ile ilgili düzenlemeleri kapsar.”şeklinde düzenleme getirilmiştir. Tohum ve türevlerinin üretim ve satışı,gerekli izinlerin alınmasının bu kanun kapsamında düzenlendiği de gözetildiğinde,kanunun bu süreçte yer alan gerçek ve tüzel kişiler için uygulanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla davanın esasına girip,taraf delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 23.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.