Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/1719 E. 2011/18001 K. 01.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1719
KARAR NO : 2011/18001
KARAR TARİHİ : 01.12.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat … ile davacı vekili avukat …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı idare, davalı kooperatifin müracaatı üzerine dava dışı şahıslara ait dava konusu taşınmazı kamulaştırdıklarını, hükmen tescil davası sonucu adlarına tescil edildikten sonra ihale ile davalıya sattıklarını düzenlenen protokol ve taahhütname ile davalının satış tarihinde ve ileride açılan tezyidi bedel davası sonucu ödenecek miktarı idareye ödemeyi taahhüt ettiklerini, tapu davalıya devredildikten sonra, ihale ve protokol sırasında tebligatları geciken dava dışı arsa sahibinin açtığı tezyidi bedel davası sonucu mahkemece hükmedilen miktarı açılan icra takibi sonucu arsa sahibine ödediklerini, hem dava hem de takip nedeniyle davalıya ihbarda bulunarak ödemeye davet ettiklerini ancak ödenmediğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 309.837, 73 TL yi 26.12.2005 ödeme tarihinden, 50.302, 27 TL yi 18.5.200 tarihinden itibaren işleyecek amme alacaklarına uygulanan en yüksek faizle tahsilini talep etmiştir.
Davalı, dosyaya sunulan taahhütnamenin başka bir kooperatife ait olduğunu, protokolün satıştan önceki tezyidi bedele ilişkin olduğu ve bu miktarı ödediklerini, davacının ihale sırasında tebligatları eksik yapması sonucu yıllar sonra arsa sahibinin açtığı tezyidi bedel davası nedeniyle bir sorumlulukları olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 163.196, 82 TL tezyidi bedel ve takip tarihine kadar işleyen faizi toplamının avans faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının ve davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı idare, davalının talebi ile kamulaştırıp hükmen tescil davası ile adına tescil ettirdiği dava konusu taşınmazı ihale ile davalıya satış, protokol yapmıştır. Gerek satış ilanı gerekse protokol hükümlerine göre davalı satıştan önce devam eden arsa sahipleri tarafından açılan tezyidi bedel davaları nedeniyle teminat mektubu vererek ödemeyi taahhüt etmiş, bilahare ödeyip 5.4.1995 tarihinde teminat mektuplarını geri almıştır. Ancak ihale sırasında arsa sahibi Mühübe’nin tebligatındaki eksiklik nedeniyle Mühübe 11.11.2003 tarihinde
2011/1719-17894
tezyidi bedel davası açmış, 10.10.2005 tarihinde kesinleşen tezyidi bedel kararı 21.7.2004 tarihinde kesinleşmeden takibe konulması sonucu davacı tarafından toplam 309.837, 73 TL iki parça halinde ödendiği, davalın dava ve icra takibi sürecinden haberdar edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan taahhütname davalı kooperatife ait değil ise de ihale sırasında tebligatları tamam olsa idi arsa sahibi Mühübe’nin de tezyidi bedel davası açacağı ve davalının bu arsa sahibi içinde teminat mektubu vereceği kuşkusuzdur. Bu nedenle taahhütname olmadığı durumda dahi davalının ödeme yükümlülüğü mevcuttur. Davacının tebligatları yapmaktaki gecikmeden kaynaklanan kusuru nedeniyle tezyidi bedel davası 2003 yılında açılmıştır. Bu süreçte taşınmaz arsa vasfına dönüşmüştür. Buna göre davacı idare kamulaştırma işlemlerini azami özen ve dikkat göstererek ve süresinde yapsa idi dahi açılacak tezyidi bedel davası nedeniyle bir fark doğup doğmayacağı belirlenerek sonuca gidilmesi zorunludur. Mahkemece davacının müterafik kusurlu olduğu gözetilerek kusur oranı % 20 olarak belirlenmiştir. Aynı konuda açılan ve kesinleşen emsal dava dosyalarında taahhütname olduğu hallerde dahi davacı idare % 50 kusurlu bulunduğu gözetilerek, taahhütname olmayan eldeki dosyada davacı idarenin kusurunun, dosya kapsamına, hak ve nasefete, emsal kararlara uygun olarak tesbit edilmesi gerekirken yazılı şekilde somut olaya uygun olmayan % 20 kusur oranı üzerinden alacağın hesap edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Taraflar arasındaki taşınmaz satışı esasen davalının talebi ile idare tarafından kamulaştırılan yerin bilahare davalıya satışına ilişkin olup bu yerde sanayi sitesi kurulması amaçlanmıştır. Açıklanan nedenle ticari amaç taşımayan bu satış nedeniyle tahsiline karar verilecek miktarın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde avans faizine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir
4-Davacı idare tezyidi bedel davası sonucu ödediği toplam miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tezyidi bedel davasında hüküm altına alınan alacak miktarına takip tarihine kadar faiz işletilerek bulunan miktarın tahsiline karar verilmiştir. Yargılama ve icra giderleri hesaba katılmamıştır. Taraflar arasında düzenlenen protokolün konusu başlıklı kısmında, protokolün konusunun arsa sahipleri tarafından açılan tezyidi bedel davalarının kesinleşmesi sonucu masrafları ile birlikte ödenmesine ilişkin olduğu belirtilmiştir. Böyle bir hüküm bulunma dahi tezyidi bedel davacı sonucu arsa sahibine ödenen miktar kapsamında yargılama giderlerinin de dahil olacağı kuşkusuzdur. Davacı idarenin müterafik kusuru kapsamında hesaplanacak miktara bu masraflarında dahil edilmesi gerektiğinden mahkeme kararı bu sebeple de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2.ve 3.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına, 4.bentte açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 825,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine ve yine peşin alınan 2.424.00 TL temyiz harcın istek halinde davalıya iadesine, 1.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.