Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/14497 E. 2011/19413 K. 16.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14497
KARAR NO : 2011/19413
KARAR TARİHİ : 16.12.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalının evini 15.11.2007 tarihinde kiraladığını, tüm kiraları yatırdığını, 14.4.2010 tarihinde evi tahliye ettiğini buna rağmen davalının iki adet icra dosyası ile kira alacağı nedeniyle hakkında icra takibi başlattığını belirterek söz konusu icra dosyalarından dolayı kira borcunun olmadığının tespiti ile takiplerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın 2009/9877 sayılı icra dosyası yönünden kısmen kabulü ile 60 TL asıl alacak için takibin iptaline, davacı lehine icra inkar tazminatına, reddedilen asıl alacak yönünden davalı lehine icra inkar tazminatına; 2010/1428 sayılı icra dosyası yönünden ise kısmen kabulü ile 1.200 TL asıl alacak için takibin iptaline,davacı lehine icra inkar tazminatına, reddedilen asıl alacak yönünden ise davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-HUMK’nun 388/son maddesinde hüküm sonucu kısmında istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirilmiş, 389. maddede ise verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve hakların tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Açıklanan bu yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemece verilen kararın gerekçe kısmı ile hüküm kısmının da birbiriyle uyumlu olması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin gerekçeli kararının gerekçe kısmında,dava dilekçesinde davacının tazminat haklarını saklı tuttuğu ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmadığı halde, kısa kararda lehine 24,00 TL. ve 480,00 TL. tazminata hükmedildiği 2011/14497-19413
görülmekte olup, gerekçe ile hüküm kısmı arasında açık çelişki bulunduğunun kabulü gerekmekte olup, gerekçe ile hüküm kısmı arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi olanaksızdır. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek, gerekçe ile hüküm kısmı arasında çelişki oluşturacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı ile davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacı ile davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 16.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.