Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/13798 E. 2011/19590 K. 19.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13798
KARAR NO : 2011/19590
KARAR TARİHİ : 19.12.2011

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı ile yapılan 20.11.2000 tarihli dövize endeksli konut kredisine konu taksit ödemelerini yaptığını, ancak davalı tarafından geciken 17.06.2005-18.07.2005 ve 17.08.2005 tarihli geri ödemeler bakımından % 180 oranında fahiş miktarda faiz bedeli tahsil edildiğini bu durumun 4077 sayılı yasanın 6. maddesine aykırı olduğunu belirterek; fazla ödemelerin tespiti ile, tespit edilecek tutar üzerinden şimdilik 1.000 Euro davalı bankaya ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren işleyecek akdi veya mahkemece kabul görmediği takdirde mevduata uygulanan en yüksek yıllık döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı 09.07.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 783,12 euro artırarak 1.783 Euro’nun 21.11.2005 tarihinden itibaren akdi faiz veya mevduata uygulanan en yüksek yıllık döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile yapılan sözleşme tarihinde yürürlükte olmayan Tüketici Yasası hükümlerinin uygulanamayacağını,sözleşmenin 11. maddesine göre temerrüt tarihinde en yüksek faiz oranı olan % 120 üzerinden hesaplanan % 180 faiz oranı ile hesaplama yapıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin 2011/13798-19590
takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalının aşağıdaki 2. ve 3. bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı,09.07.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 783,12 Euro artırmak suretiyle ıslah etmesine rağmen mahkemece sadece dava dilekçesinde talep edilen alacak kısmına yönelik karar verilip ıslah dilekçesi ile artırılan alacak hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında 20.11.2000 tarihinde dövize endeksli konut kredisi sözleşmesi imzalanmış olup,davacı tarafından bu kredi sözleşmesinde belirlenen ödeme planına uygun olarak davaya konu taksit ödemelerinin süresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda; davacının kredi taksit ödemelerinde temerrüte düşmesi nedeniyle uygulanacak temerrüt faizinin belirlenmesinde 4077 sayılı yasanın 10. maddesinin f bendinde yer alan “ Akdi faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı” belirleneceğine ilişkin emredici düzenlemeye dayalı olarak hesaplama yapılmıştır.06.03.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesindeki“ Akdi faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faizi oranı” hükmünün,20.11.2000 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesinden sonra yürürlüğe girmiş olması nedeniyle somut olayda uygulama yeri yoktur. Uyuşmazlık, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan ve az yukarıda anılan değişiklikten önceki yasal durum çerçevesinde ve sözleşme hükümleri değerlendirilip çözüme bağlanmalıdır. O halde, mahkemece, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuata uygun olarak ve taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekir iken yazılı şekilde hatalı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 19.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.