Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/12447 E. 2012/2357 K. 08.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/12447
KARAR NO : 2012/2357
KARAR TARİHİ : 08.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı kurum sigortalılarına diş tedavisi hizmeti verdiğini, fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ibraz edilen faturaların usulünce tanzim edilmediğini, bir kısım eksiklikler nedeniyle iade edildiğini, icra takip tarihi itibariyle kendilerine intikal etmiş ve bekletilen fatura bedellerinin bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemenin, davanın kısmen kabulü ile 191.875.22.TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline, yargılama sırasında yapılan ödemelerin infaz aşamasında değerlendirilmesine dair 25.09.2007 tarihli kararının davalı tarafından temyizi üzerine “…Davacı, bu davasında ödenmeyen fatura bedelleri yönünden talepte bulunmuş, davalı ise savunmasında icra takibi ve dava tarihi itibariyle faturaların Bütçe Uygulama Talimatı, Tedavi Yönetmeliği ve Tebliğ hükümlerine uygun olarak düzenlenmediği için iade edildiğini, icra takip tarihi itibariyle muaccel olmuş bir alacağın bulunmadığını, eksikliklerin bilahare giderilmesinden sonra yargılama aşamasında hak edilen 171.764.38.TL’ nın da ödendiğini, davacının başka bir alacağının kalmadığını savunmuş, mahkemece ise, icra takibine konu tüm reçete, fatura ve bu konuda taraflar arasındaki mevcut yazışmaları getirtip incelenmeksizin yalnızca takibe konu 4 adet fatura yönünden görüş bildiren bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Oysaki az yukarıda açıklandığı şekilde düzenlenen tüm reçete ve taraflar arasındaki yazışma ve belgeler getirtilmeli, konusunda uzman bilirkişi kurulundan Bütçe Uygulama Talimatı, Tedavi Yönetmeliği ve Tebliğ hükümleri de değerlendirilmek suretiyle davalı kurumun icra takip tarihinden önce reçeteleri iade gerekçelerinin yerinde olup olmadığı, yerinde değil ise yine takip tarihi itibariyle talep edilebilecek tedavi giderlerinin ne miktar olduğu tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, tespit edilen bu miktarları davalı ödemesi varsa mahsup edilerek davanın kabulüne karar verilmesi” gerektiğinden bahisle Dairemizce davalı yararına bozulması üzerine Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile
171.764.40.TL borca itirazının iptaline ve bu miktar üzerinden takibin devamına, takipten sonra davalı tarafından yapılan ödemelerin icra dairesi tarafından alacaktan mahsubuna, kamu kurumlarının hesaplarında tahakkuk ve ödeme işlemlerindeki usul sebebiyle davanın kabul edilen bölümü için icra inkar tazminatı ödenmemesine, davanın reddedilen bölümü için şartlar olmadığından davalıya kötü niyet tazminatı ödenmemesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hüküm fıkrasındaki şartlar olmadığından reddedilen bölüm için davalıya kötü niyet tazminatı ödenmemesine yazılacakken sehven ödenmesine yazıldığının ve bu durumun maddi hata niteliğinde olmasından dolayı mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemenin 25.09.2007 tarih ve 2006/441 Esas 2007/322 Karar sayılı ilk kararında davanın kısmen kabulü ile 191.875.22.TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline, yargılama sırasında yapılan ödemelerin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek kurulan hükmün sadece davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.05.2008 tarih ve 2008/1053 Esas 2008/6599 Karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazları reddedilerek az yukarıda açıklanan nedenle davalı yararına bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamının dışında kalan hususlar davacı yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Hal böyle olunca temyize konu kararda, kabul edilen 171.764.40.TL asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatına davalının mahkum edilmesi gerekirken, usulü kazanılmış hak ilkesi gözardı ederek bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasındaki 2. bentte yer alan “kamu kurumlarının hesaplarında tahakkuk ve ödeme işlemlerindeki usul sebebiyle davanın kabul edilen bölümü için icra inkar tazminatı ödenmemesine” cümlesinin çıkarılarak yerine aynen “Davalının asıl alacak olan 171.764.40.TL ‘ nın %40 ‘ ı oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine” sözlerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 08.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.