Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2011/11938 E. 2012/2322 K. 08.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11938
KARAR NO : 2012/2322
KARAR TARİHİ : 08.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılar ile aralarında 21.09.1994 tarihli Noterden düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını,davalıların 4349 parselde kayıtlı hisselerini satın aldığını ve bedelini ödediğini,ancak tapu devrinin verilmediği gibi davalıların taşınmazdaki hisselerini 1.04.2005 tarihinde üçüncü kişiye sattıklarını, sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini ileri sürerek uğradığı zarar karşılığı ikame değeri olarak şimdilik 10.000 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiş,7.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de 23.771,26 TL nin faizi ile öde-tilmesini istemişdir.
Davalılar,davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece,davacının dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak 23.771,26 Tl yönünden kabulü ile dava tarihinden faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş,hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı,davalılar ile yapılan 21.09.1994 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca satın aldığı taşınmazın 1.04.2005 tarihinde üçünçü kişiye satılması nedeni ile uğradığı zarar karşılığı olarak taşınmazın ikame değerinin tahsili için eldeki davayı açmıştır.Davalılar,yetki itirazında bulunmuşlar, mahkemece davanın yetkisizlik nedeniyle reddine talep halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi üzerine ,hükmün 4.05.2009 tarihinde dairemizce bozulduğu,mahkemece bozmaya uyularak, davacının bozma kararından sonraki ıslah talebide dikkate alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, davacının bozmadan sonra verdiği ıslah dilekçesi ile talep ettiği tazminat üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, 4.2.1948 tarih ve 1944/10 esas ve 1948/3 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkca belirtildigi gibi ıslah, sorusturma ve yargılama bitınceye kadar yapılabilip, Yargıtay’ca karar bozulduktan sonra bu yoldan yararlanmaya olanak yoktur.(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 14.04.2005 gün ve 2005/10939 – 13333 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.03.2006 gün ve 2006/9-21 2008/72 E Sayılı kararı) Mahkemece davacı talebi ile bağlı kalınarak bu bedele karar verilmesi gerekirken, bozmadan sonra davacının ıslah taleplerini kabul etmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Taraflar arasındaki Noterden tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde davacı ,davalılardan dava konusu 4349 nolu parsel ile dava konusu edilmeyen 2293 nolu parselleri satın almış ve kararlaştırılan bedel olan 140 TL nin iki ayrı taşınmaz hisesinin satışı ile ilgili olup davacı bu davayı sadece 4349 parsel de kayıtlı taşınmaz için açmıştır.Hal böyle olunca iki taşınmaz için kararlaştırılan bedel olan 140 TL esas alınarak denkleştirici adalet ilkesi uygulanarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Davacı, dava konusu taşınmazı noterde yapılan düzenleme şeklindeki sözleşme ile 21.09.1994 tarihinde davalıdan satın almıştır. Davacı ile davalılar arasında yapılan 21.09.1994 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, taraflarını bağlayan hukuken geçerli bir sözleşmedir. Sözleşme içeriğinden davacının, satış bedelinin tümünu davalıya odedigı, açıkca anlasılmaktadır. Davalı satıcılar sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemiş, taşınmazı 1.04.2005 tarihnde üçüncü kişiye satmışlardır. Davacı ,geçerli sözleşme uyarınca ödediği satış bedeline karşılık taşınmazların rayiç değerinin faizi ile tahsilini isteyebilir.Davacı dava dilekçesinde de rayiç bedelden bahisle eldeki bu davayı açmıştır.Mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazla ilgili tespit edilen rayiç bedel denkleştirici adalet ilkesine göre tespit edilen değerin çok altında kalmasına rağmen davacının talebi aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda 1.,2,3,.bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, 8.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.