YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9037
KARAR NO : 2010/18070
KARAR TARİHİ : 27.12.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan 21.4.2006 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi taşınmaz satın aldığını, satış bedeli olan 23.000 Tl’yi ödediğini, taşınmazın davalı tarafından dava dışı üçüncü şahsa satıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 15.000 Tl’nin tahsilini istemiş.10.9.2008 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile talebini 81.240 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, yapımını üstlendiği inşaatı tamamlayamadan arsa sahibi tarafından feshedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “”Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar”” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri 2010/9037-18070
kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davalı (satıcı)’nın, davacıya (alıcı) daire sattığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Öyle olunca Mahemece, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalıp kalmadığı hususu araştırılarak, öncelikle görev hususunun belirlenip, görevli değilse görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, görev hususunda hiç bir araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 17,15 TL. temyiz harcının istek halinde davacı iadesine, 27.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.