Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/6737 E. 2010/9820 K. 02.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6737
KARAR NO : 2010/9820
KARAR TARİHİ : 02.07.2010

T.. A.. vekili avukat … ile A.. Ö.. vekili avukat … aralarındaki dava hakkında … 2.Tüketici Mahkemesinden verilen 17.4.2009 gün ve 473-161 sayılı hükmün Dairemizin 11.2.2010 tarih ve 11191-1502 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
K A R A R
Davacı, davalının dava dışı asıl borçlu … ile imzalanan kredi sözleşmesinin kefili olduğunu, asıl borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle hesabın kat edilerek asıl borçlu ile davalıya 16.1.2006 tarihinde ihtarname gönderildiğini, asıl borçlu hakkında yapılan icra takibinin kesinleştiğini, ancak hacze kabil malının olmadığının tutanakla tespit edildiğini, İİK 143. maddesi uyarınca bunun aciz vesikası niteliğinde olduğunu, ileri sürerek 23.693.65 TL nın faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, galerici olduğunu bankanın talebi üzerine taksitle kendisinden araç satın alanları davacı bankadan kredi almaya yönlendirdiğini, sattığı her araca kefil olmasının hayatın olağan akışına da uymadığını, davacı bankanın kendisini hile ile kefil yaptığını, ipotekler konduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Kadıköy 2. İcra Müdürlüğünün 2007/1038 sayılı takip nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülerek 21.355.85 TL.nin tahsiline dair verdiği karar davalı tarafça temyiz edilmiş, dairemizin 11.2.2010 tarihli kararı ile asıl borçlu hakkındaki tüm yasal yollar tüketilmeden kefilden talepte bulunulamayacağı bu bağlamda araç alımı için verilen tüketici kredisinde araç üzerine konulan rehnin ne olduğuna ilişkin bir araştırma yapılmadığı, asıl borçlu hakkında yasal yollar tüketilmediği, bu nedenle kefile müracaat koşulları oluşmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı taraf karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı ile dava dışı … arasında 12.500.00 TL limitli tüketici kredisi sözleşmesi yapıldığı, davalı A.. Ö..’ın bu sözleşmeye kefil olduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine asıl borçlu hakkında … 2. İcra Müdürlüğünün 2007/1038 sayılı dosyasında 26.1.2007 tarihinde genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı asıl borçlu hakkında 5.9.2007 tarihinde yapılan hacizde, haczi kabil malı olmadığının belirlendiği gibi, İcra Mudurluğunce haczi kabil mallarına haciz konulmasi için Banka ve Tapu Sicil Müdürlüklerine yazılan müzekkerelerin sonuçsuz kaldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, dairemizce, araç üzerine konulan rehnin araştırılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş ise de davacı taraf, böyle bir rehin tesis edilmediğini belirtilmiş, davalı taraf aksini savunmadığı gibi dosyanın incelenmesinde de böyle bir rehnin tesis edildiği de anlaşılamamıştır.
Bu durumda, davacının 4077 sayılı Tüketici Korunması Hakkında Kanunun 10.maddesi gereği asıl borçluya müracaat edip alacağını tahsil edemediği, dava tarihi itibariyle kefilden talepte bulunma koşulları gerçekleştiği, hükmedilen miktar usul ve yasaya uygun olduğu halde hükmün zuhulen bozulduğu, bu defa yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin 2009/11191-2010/1502 sayılı ve 11.2.2010 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesi, 2.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.