Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/6151 E. 2010/9359 K. 24.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6151
KARAR NO : 2010/9359
KARAR TARİHİ : 24.06.2010

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, maliki olduğu daire için su abonesi olmak amacıyla davalı idareye müracaat ettiğini, ancak daireyi yapan yüklenici firmanın ödenmeyen şantiye suyu borcu olması nedeniyle abonelik işleminin yapılmadığını, yüklenicinin su borcundan sorumlu tutulamayacağını belirterek su aboneliğinin tesisi ile bu konudaki muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, İmar kanunun 31.maddesi gereği iskan izni alınmayan yapıların su ve kanalizasyon hizmetlerinden faydalanamayacağını, ancak İmar Kanunu geçici 11.maddesi gereği bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış ancak iskan izni alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereçlerin yerine getirilmiş olması halinde iskan izni alınıncaya kadar geçici olarak su bağlanabileceğini öngördüğünü, Aski Tarifeler Yönetmeliğinin 6/h ve 30/d maddeleri gereğince belirtilen adreste su tüketim borcu olduğunu, kullanılan bu suyun borcunun ödenmesi gerektiğini, borç ödendiği takdirde davacının abone yapılacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yargılama aşamasında su borcunun ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığını, ancak Aski Tarifeler Yönetmeliğinin 6/h ve 30/d maddeleri gereğince davacının vekalet ücretinden ve yargılama giderlerinden sorumlu olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
2010/6151-9359
Uyuşmazlık, davacının su abonesi olmak istediği adreste daha önce kullanılan su tüketim borcundan davacının sorumlu tutulup tutulamayacağı hakkındaki muarazanın men’i talebinden kaynaklanmaktadır. Abone olmak için öngörülen diğer koşulların mevcut olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalının yasal koşulları taşıyan herkes ile iltihaki sözleşme niteliğinde su teminine ilişkin abonelik sözleşmesi yapmak zorunluluğu vardır. Yasal nedenlere dayanmayan gerekçelerle bu yükümlülüğünü yerine getirmekten imtina edemez. Hukukun genel ilkeleri çerçevesinde 3.kişinin borcundan dolayı velev ki yönetmelik hükmü olsa dahi davacıyı sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu bağlamda, davalı davadışı yüklenici firmanın borcu için davalıdan talepte bulunamaz. Yargılama aşamasında borcun ödenmesi nedeniyle dava konusuz kalmış ise de yargılama giderlerinden kimin sorumlu olacağı hususu ise dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre belirlenmelidir. Yukarda yapılan açıklamalar gözetildiğinde dava tarihi itibariyle de 3.kişinin borcundan davacı sorumlu tutulamayacağı için davalı çıkan muarazada haksız olup, HUMK. 417.maddesi gereği yargılama giderlerinden davalı sorumludur.
Mahkemece, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK. 438/7.maddesi gereği hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyizi edilen hükmün 2 nolu bentlerinin tamamen çıkarılarak yerine (davalı dava açılmasına neden olduğundan 250.00 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına, 3 nolu bendin hükümden tamamı çıkarılarak yerine (Harçlar Kanunu gereği 15.60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydedilmesine) sözlerinin yazılmasına) ve 4 nolu bendin hükümden tamamı çıkarılarak yerine (davacı tarafça yapılan 4.50 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 24.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.