YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5636
KARAR NO : 2010/8222
KARAR TARİHİ : 09.06.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı davacı avukatıncada duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat … gelmiş davacı tarafından gelene olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,davalı arsa maliklerinden 2.09.1996 tarihli harici sözleşme uyarınca 224 parselde inşaa edilen boklardan C bloku satın aldığını,tapuda satışın gerçekleşmediğini, davalıların satış bedelini de iade etmediklerini ileri sürerek taşınmazın değeri olarak 40.000 TL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hak¬kında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturdugu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmune yer verilmiştir. Yasanın 3. madde¬sinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaclı tasınmaz malları ve elektronık ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti
2010/5636-8222
ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Somut olayda,davacının davalı arsa malikleri ile konut satın almak için 2.09.1996 tarihli adi yazılı sözleşmeyi düzenledikleri ihtilafsızdır.Davalı arsa malikleri bu sözleşme ile taşınmazı davacıya satmayı taahüt etmişlerdir.
4822 sayılı kanun ile değişik; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasında “Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak cıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacagı” belirtilmiştir. Temyize konu ıs bu dava, taraflar arasında düzenlenen harici taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca ,tapu devri gerçekleşmemesi nedeni ile taşınmazın değerinin tahsili isteğine ilişkindir. Davacı ile davalı arsa malikleri arasındaki tapulu taşınmazın satışına ilişkin 2.9.1996 tarihli sözleşme de resmi biçimde yapılmadığından geçersizdir. Davalı da 4077 sayılı yasada tanımı yapılan satıcı sıfatını taşımamaktadır. Hâl böyle olunca 4822 sayılı kanun ile degişik, 4077 sayılı kanundan kaynaklanan bir uyuşmazlığın varlığından bahsedilemez. Görev kamu düzenine ilişkın olup, yargılamanın her aşamasında gözonune alınır. Mahkemece Uyusmazlıkta Genel Mahkemelerin görevli olduğu gözetilmeksizin tüketici mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bent gereğince hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harcın taraflara iadesine, 9.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.