Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/513 E. 2010/9873 K. 05.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/513
KARAR NO : 2010/9873
KARAR TARİHİ : 05.07.2010

MAHKEMESİ : … 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalılardan iyileştirici nitelikte tıbbi malzeme alımı yaptığını, bu alımlarla ilgili olarak Rayiç Bedel Tespit Komisyonu tarafından belirlenen rayiç bedeller uygulandığında kurum aleyhine 24.531.90 USD fiyat farkı tespit edildiğini, 25.07.2006tarihinde yapılan ihtara rağmen bu farkın ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplamda 24.531,90 USD.nin davalı firmadan tahsil tarihine kadar işleyecek bankaların 1 yıl vadeli ABD doları için uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacı kurumun geriye dönük fiyat farkı talebinde bulunmasının yerinde görülmediği, taahhütnamenin genel işlem şartlarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kuruma ait hastanenin davalılardan iyileştirici nitelikte tıbbi malzeme alımı yaptığı, davalılar tarafından fiyat farkı oluşması durumunda farkın ödenmesi hususunda taahhütname verildiği hususları taraflar arasında çekişmesizdir. Davacı, davalı tarafça verilen taahhütnameye dayanarak Rayiç Bedel Tespit Komisyonu tarafından yapılan tespitlere göre lehine 24.531,90 USD fiyat farkından doğan alacağı tahakkuk ettiği iddiası ile bu davayı açmıştır.
Davalı şirket tarafından davacıya verilen 29.09.1998 tarihli taahhütname ile, Kurum ile protokol akdedilene kadar firmaları ya da bayileri tarafından kurum ünitelerine fatura edilen malzeme birim fiyatları ile, ileride yapılacak protokol fiyatları arasında kurum aleyhine yapılan ödeme tutarının o günkü döviz değerine göre fiyat farkı oluşması durumunda aradaki döviz bazındaki farkı ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri gibi, protokol akdedilmemesi durumunda ise, kurum ünitelerine fatura edilen malzeme birim fiyatları ile kurumca tespit edilecek rayiç bedel arasında kurum
Aleyhine kendilerine yapılan ödeme tutarının o günkü döviz değerine göre fiyat farkı oluşması durumunda aradaki döviz bazındaki farkı da tahsilatın yapılacağı günkü kur karşılığı olarak ödeneceği taahhüt edilmiştir.
Yürürlükte bulunan hukuk sistemimizde akit serbestisi prensibi kabul edilmiştir. Taraflar kanuna, ahlak ve adaba, kamu intizamına, şahsiyet haklarına aykırı olmamak şartıyla aralarında her konuda serbestçe sözleşme yapabilirler. (B.K.19-20md.) Yine sözleşme ile taraflar fiyat belirleme hakkını karşı tarafa yani alıcıya, satıcıya, kiracı ve kiralayana bırakabilirler. Böyle bir kararlaştırma, taahhüt tarafları bağlar. Somut olayımızda olduğu gibi satıcı davalının, fiyat belirleme hakkını alıcı davacıya bıraktığına, dair verdiği taahhütname geçerli ve davalıyı bağlayıcıdır. Ancak tek taraflı olarak fiyat belirleme hakkı tanınan taraf bu hakkını M.K.’nun 2.maddesine uygun olarak, hak ve nesafet ölçüleri içinde, objektif iyiniyet kurallarına bağlı olarak ve keyfilikten kaçınarak kullanmalıdır. Gerektiğinde bu hakkını kullanırken aşırılığa ve keyfiliğe kaçıp kaçmadığı hakim tarafından denetlenmelidir.
Dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporu incelendiğinde “davalı firmanın kestiği faturaların davalı kurumun belirlediği fiyatların tamamına uyduğu, 199-2002 şartlarına göre malzemelerin komple fiyatının, davalının kestiği faturalara uygunluk gösterdiği” belirtilmiş ise de; bilirkişi raporunun tarafların, Mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bulunmayıp, soyut ifadelere dayandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Davacı, kendisine tanınan fiyat belirleme hakkına istinaden belirlediği fiyatlara göre davalı tarafa fazla ödeme yapıldığını bildirerek 24.531,90 USD istediğine ve buna davalı taraf da karşı çıktığına göre, davacının ne şekilde fiyat belirlediği ve alacak çıkardığı hususları araştırmalıdır. Bu amaçla öncelikle davacıdan belirlediği fiyatlarla ilgili ödeme belgeleri istenilmeli, faturada belirtilen tarihler itibariyle belirlenen fiyatların uygun olup olmadığı, fiyat belirlerken davacının hak ve nesafet kuralları içinde, keyfilikten uzak objektif iyiniyet kurallarına uygun davranıp davranmadığı, davalıdan ne miktar alacak talebinde bulunabileceği uzman bilirkişiler aracılığı ile araştırılarak, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, gerekçeli raporla belirlenmesi gerekir.
Mahkemece açıklanan hususlarda gerekli araştırma yapılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 5.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.