Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/4618 E. 2010/17316 K. 20.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4618
KARAR NO : 2010/17316
KARAR TARİHİ : 20.12.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 2007 yılı Temmuz ayında davaya konu Yukarıkemer köyü 1514 parsel sayılı taşınmazı emlakçı aracılığıyla üzerinde hiç bir çam ağacı olmadığını görerek satın aldığını, satın aldıktan sonra 1514 parsel sayılı taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kaldığını öğrendiğini, bunun üzerine davalıdan taşınmaz satış bedeli olan 35.530-TL’yi iade etmesini istediğini, ancak davalının kabul etmemesi nedeniyle davalı hakkında şikayetçi olduğunu belirterek satışın feshi ile davaya konu taşınmazın tapu kaydının davalı üzerine geri döndürülerek tescilini, ödediği bedel olan 35.530-TL nin 10.09.2007 tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya konu taşınmazı emlakçı vasıtasıyla davacıya sattığını, davacı ile görüştüklerinde yeri gördüğünü, göstermeye gerek olmadığını söylediğini, davacının eşinin Kemer köyünden olması nedeniyle, davacının bu taşınmazları bilerek ve tapu kayıtlarını inceleyerek satın aldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davacının taşımazı görerek satın aldığı, davalı tarafından hileli olarak satışın yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2010/4618-17316
Davacı, davalı tarafından orman tahdit sınırları içinde kaldığı bilinmesine rağmen davaya konu ayıplı taşınmazın hile ile kendisine satıldığı gerekçesiyle sözleşmenin feshini ve ödenen bedelin tahsilini talep etmiştir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Somut uyuşmazlığa konu dava tarihi itibariyle davaya konu taşınmazın bulunduğu bölgede henüz askıya çıkmış ve kesinleşmiş bir orman kadastrosu bulunmadığı gibi davaya konu yerin 24.02.1959 tarihli kesinleşen arazi kadastrosuna dayalı tapusunun mevcut olduğu ve bu tapu kaydının mahkemece iptali cihetine gidilerek davacının elinden zaptedilmesinin söz konusu olmadığına göre, Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması HUMK 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Kararın gerekçesinin yukarıda açıklanan şekilde değiştirilerek sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılan 1.25 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 20.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.