Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/3485 E. 2010/10628 K. 15.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3485
KARAR NO : 2010/10628
KARAR TARİHİ : 15.07.2010

MAHKEMESİ : … 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, emlakçı olduğunu, 29.10.2007, 30.10.2007 ve 1.4.2008 tarihli Taşınmaz Ön Satış ve Emlak Komisyonculuğu sözleşmeleri uyarınca davalının dava dışı 3. kişilerle yaptığı taşınmaz alım satımı işlemlerine aracılık yaptığını, taşınmazların toplam satış bedellerinin 416.500YTL olduğunu, sözleşmeler uyarınca davalıdan satış bedellerinin %2’si karşılığı olan 8.330YTL alacaklı olduğunu, davalının bu bedeli ödememesi üzerine icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmelerde belirtilen taşınmazların tapu maliki olmadığını, sözleşmelerde emlakçı bölümünde … Emlak … kaşesi bulunduğunu,davacının taraf sıfatının bulunmadığını, 1.4.2008 tarihli sözleşmede imzasının dahi bulunmadığını, davacı tellalın sadakat ve özen borcunu yerine getirmediği için ücreti hak etmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının satıcı ve alıcı olarak gözüktüğü 29.10.2007 ve 30.10.2007 tarihli sözleşmeler nedeniyle 6.400YTL borçlu olduğu, 1.4.2008 tarihli sözleşmede davalının imzasının bulunmadığından bu sözleşme nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, 29.10.2007, 30.10.2007 ve 1.4.2008 tarihli Taşınmaz Ön Satış ve Emlak Komisyonculuğu sözleşmeleri uyarınca davalının dava dışı 3.kişilerle yaptığı taşınmaz alım satımı işlemlerine aracılık yaptığını,davalının
sözleşmeler uyarınca hak ettiği komisyon ücretini ödemediği gibi başlattığı icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, sözleşmelerde emlakçı bölümünde … Emlak … kaşesi bulunduğunu, davacının taraf sıfatının bulunmadığını davacı şirket ile sözleşme imzalamadıklarını, davacı şirketin taraf sıfatının bulunmadığını savunmuştur. Davaya konu 29.10.2007 ve 30.10.2007 tarihli sözleşmelerin imza kısmında davacının imzasının bulunduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki gerek sözleşmelerde davacının imzasının bulunduğu yerde “… Emlak …” kaşesinin bulunması gerekse de davacının 19.3.2009 tarihli celsede yapılan isticvabında … Emlak isimli işyerinin eşi …’a ait olup sözleşmeleri … Emlak adına vekil olarak imzaladığını beyan etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda davacının aktif husumet ehliyeti yoktur.Öyle olunca mahkemece husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA,ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 15.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.