Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/3116 E. 2010/8924 K. 21.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3116
KARAR NO : 2010/8924
KARAR TARİHİ : 21.06.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … Ekmekçi ve avukat … Bulut geldi, davalılar adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, umumi mağazacılık faaliyeti yaptığını, bu bağlamda davalıdan aldığı çeltik karşılığı makbuz senetleri düzenleyip davalıya verdiğini, ancak makbuz senedine konu çeltiği kendi deposu yerine, davalıya ait depoda; çeltikle kira ve bakım sözleşmesi ile, çeltikle makbuz senedi karşılığı kredi kullanım şartlarını düzenleyen sözleşme hükümleri gereği muhafaza ettiğini, davalının makbuz senetlerini teminat göstererek bankadan kredi kullandığını, kredi borcunu ödemediğini, makbuz senetleri karşılığı olan çeltiklerin bedelini makbuz senetlerini ibraz edene ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, davalıya sözleşme gereği teslim edilen ve makbuz senetlerinde belirtilen pirinçlerin yapılan kontrollerde davalı deposunda olmadığının anlaşıldığını bu hususun tutanakla saptanıp ilgili hakkında ceza davası açıldığını belirterek davalı deposunda bulunması gereken ancak bulunmayan 1965 ton çeltik bedeli 2.625.750 TL’nın zararın vuku bulduğu tarihten itibaren sözleşmede kararlaştırılan %27 oranında faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, makbuz senetleri karşılığı davalı tarafından banka ile kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmesinde davacı kurumun müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, bu kredi sözleşmesi gereği davacının henüz bir ödeme yapmadığı, davacının ancak ödeme yapması halinde alacaklının haklarına halef olabileceği, dava tarihi itibariyle rucü koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının umumi mağazacılık faaliyeti kapsamında; davalının davacıya 1965 ton çeltik teslim ederek karşılığında makbuz senedi düzenlenerek davalıya verildiği, normal koşullarda çeltiklerin davacıya ait depoda muhafaza edilmesi gerekirken, çeltikle Makbuz Senedi karşılığı Kredi Kullanım Şartlarını Düzenleyen Sözleşme ve Çeltikle Kira ve Bakım Sözleşmesi gereği çeltiklerin davalıya ait depoda muhafaza edildiği, davalının bu sözleşmeler gereği çeltikleri davacıya iade yükümlülüğü altına girdiği, davacının da yasa ve sözleşme gereği makbuz senedi ibraz edildiğinde rayiç fiattan çeltikleri satın alma yükümlüğü altında olduğu, davalının bu makbuz senetlerini bankaya ciro ederek kredi kullandığı, davalının kredi borcunu ödemediği, bankanın makbuz senedi karşılığı davacıdan telepte bulunduğu, bu durumda davacının makbuz senedi karşılığındaki miktar kadar çeltik ürünü bedelini bankaya ödemekle yükümlü olduğu, ancak çeltiklerin sözleşme ile davalıya teslim edilmesine rağmen, davalının bu çeltikleri depodan çıkararak sattığı, davacının çeltiklerin bedelini ödeme yükümlülüğü altına girmesine rağmen davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle çeltiklerin davacıya teslim edilmeyeceğinin anlaşıldığı, bunun için davalı hakkında hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan ceza davası açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar gözetildiğinde, davalı tarafın sözleşme gereği kendisine teslim edilen çeltikleri 3. kişiye satarak elinden çıkardığı gibi çeltik karşılığı kendisine verilen makbuz senetlerinide bankaya ciro ederek elinden çıkardığı sabit olduğuna göre davalı, gerek TTK nun 744 ve müteakip maddeleri ve gerekse taraflar arasındaki çeltik kira ve saklama sözleşmeleri gereğince kendisine teslim edilen ancak davacıya iadesi mümkün olmayan çeltik bedelleri nedeniyle davacıya karşı sorumlu olup, davacı davalıdan talepte bulunabilir. Hal böyle olunca davacı 1965 ton karşılığı düzenlenen makbuz senetlerindeki çeltik bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama olanağı bulunmayan kefalet hükümlerine dayanılarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Kabule görede; mahkemece, davanın dava ön koşullarının gerçekleşmemesi ( alacağın muaccel olmaması ) nedeniyle reddedildiğine göre Avukatlık Asgarı Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücreti yerine nisbi vekalet ücretine hükmedilmeside doğru değildir.
SONUÇ: Yukarada (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı lehine BOZULMASINA, 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.