Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/2678 E. 2010/12738 K. 06.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2678
KARAR NO : 2010/12738
KARAR TARİHİ : 06.10.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, dava dışı borçlu … Karaduman ile davalı banka arasında taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede 20.000,00 YTl’lik kısma kefil olduğunu, sözleşme uyarınca ….. plaka sayılı araca davalı bankanın rehin koyduğunu, dava dışı borçlunun borcunu ödememesinden dolayı, davalı bankaya 18.066,08 YTL ödediğini, davalı bankanın alacağını 24.05.2007 tarihinde temlik edip ….plakalı araç üzerindeki rehin hakkını devrettiğini, ancak, davalı bankanın aracın üzerindeki rehni kaldırdığını, bunun üzerine Kemer İcra Müdürlüğünün 2008/557 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, zararının doğduğunu ileri sürerek İtirazın iptali ve asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm,davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı;
2010/2678-12738
kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki ilişkinin tüketici kredisinden kaynaklandığı dolayısı ile 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (2) no’lu bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,,peşin alınan 243.50 TL. temyiz harcının davacı ve davalıya istek halinde iadesine, 6.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.