Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/2666 E. 2010/9982 K. 06.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2666
KARAR NO : 2010/9982
KARAR TARİHİ : 06.07.2010

MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı Banka, dava dışı asıl borçu … ile banka arasında imzalanan tüketici kredisi sözleşmesini davalının da kefil olarak imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ve kefil hakkında başlatılan takibe ise itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesi “Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.” hükmünü getirmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup adi yada müteselsil kefil ayrımı yapılmamıştır ve re’sen gözetilir. Bu hükümle yasa koyucu alacaklının asıl borçluya başvurmadan kefile başvuramayacağını amaçlamıştır. Alacaklı asıl borçluya başvurup, alacağını tahsil edemediği takdirde kefile başvurup alacağının tahsilini isteyebilecektir. Somut olayımızda davalı 9.6.2006 tarihli tüketici kredisi sözleşmesini kefil olarak imzalamıştır. Davacı banka asıl borçlu ile davalı-kefil hakkında birlikte icra takibi yapmış, davalının takibe itirazı üzerine alacaklı banka tarafından itirazın iptali istemli eldeki dava açılmıştır. Ne var ki, davacının davalı kefilden henüz alacağını talep etme hakkı
doğmamıştır. Mahkemece, açıklanan bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 6.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.