Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/2260 E. 2010/11890 K. 22.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2260
KARAR NO : 2010/11890
KARAR TARİHİ : 22.09.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, kendisine ait dükkanların davalıya satışı için önsözleşme yaptıklarını, ancak davalının alımdan vazgeçtiğini, davalının cezai şart ödemesi gerektiğini ileri sürerek 100.000 TL cezai şartın tahsili ile davalıda bulunan 150.000 TL bedelli teminat senedinin iptalini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin geçersiz olduğunu, cezai şart istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece sözleşme geçersiz olduğu için cezai şart istenemeyeceği gerekçesiyle cezai şart talebinin reddine davalıda bulunan senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz isteminin reddi gerekir.
2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde, Davacı dava dilekçesinde, davalıdan 150.000 TL peşinat alıp karşılığında davaya konu teminat senedini davalıya verdiğini belirttiği gibi, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede de bu husus yer almış bulunmaktadır. Davacıya teminat olarak verilen senedi sözleşme geçersiz olduğu için hukuki sonuç doğurmuş ise de, davalının ödediği 150.000 TL peşinat iade edilmediği sürece teminat senedinin iptali de söz konusu değildir. Başka bir deyişle, davacı davalıdan aldığı peşinatı iade etmediği için senetten dolayı borçlu olmadığının tesbitini talep edemez. Davaya konu senedin iptaline ilişkin 2010/2260-11890
talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
3-Davalının yargılamada kendisini vekille temsil ettiğini anlaşılmakta olup davanın sonucuna göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentler uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.