Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/18004 E. 2011/18868 K. 14.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/18004
KARAR NO : 2011/18868
KARAR TARİHİ : 14.12.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki vekalet ücreti alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı … avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı … vekili avukat….. ile davacı….nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacılar, davalılardan … …Giyim Sanayi Dış. Tic.A.Ş.’ne kuruluşundan bu yana 8 yıldır kesintisiz olarak avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti verdiklerini, 1.1.2001-31.12.2001 dönemini kapsayan avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanan 11.142.255.456 TL vekalet ücretlerinin halen ödenmediğini, 28.5.2002 tarihli vekalet sözleşmesi gereğince de, 1.1.2002-31.12.2002 tarihleri arasındaki dönemde, danışmanlık ve avukatlık hizmetleri karşılığında aylık net 800.000.000 TL üzerinden ödenmesi gereken toplam 11.815.384.615 TL tutarındaki ücretlerinin de ödenmediğini, yine 28.5.2002 tarihli vekalet ücret sözleşmesi gereğince, davalı şirket aleyhine 1567 sayılı yasaya muhalefetten … 3. Asliye Ceza mahkemesinde açılmış ve sözleşme tarihi itibariyle halen devam etmekte olan tüm davaların vekaleten takibi karşılığında, hukuki hizmet bedeli olarak net 200.000 Doların, en geç 31.12.2002 tarihine kadar ödenmesinin kararlaştırılmış olması nedeniyle, KDV ilavesiyle birlikte toplam 246.154 Dolara tekabül ücret alacaklarının da mevcut olduğunu, davalı şirketin yönetim ve denetimini 17.5.2002 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile devralan diğer davalı …’nin de dava konusu alacaklardan aynı şekilde sorumlu olduğunu ileri sürerek, 2001 yılına ilişkin toplam 11.142.255.456 TL ile 2002 yılına ait toplam 11.815.384.615
2010/18004-2011/18868
TL ücret alacaklarının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, ayrıca 28.5.2002 tarihli sözleşmeye dayalı olarak hesaplanan 246.154 Dolar ücret alacaklarının da dava tarihinden itibaren Devlet bankalarının 1 yıllık vadeli Dolar mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranıyla birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılardan …,.. …Giyim Sanayi Dış.Tic.A.Ş.’nin de aralarında bulunduğu bir çok şirketin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimlerinin 4389 sayılı yasanın 15/7a maddesi gereğince devralındığını, ancak şirketlerin hukuki statülerinde bir değişikliğin olmadığını, yönetim ve denetimi … tarafından devralınan şirketlerin tüzel kişiliklerini sürdürmeye devam ettiklerini, … bünyesinde bir birleşmenin söz konusu olmadığını, davacıların tüm taleplerini, halen tüzel kişiliği devam eden diğer davalı şirkete yöneltmeleri gerektiğini savunarak, davanın husumet nedeniyle reddini dilemiş, diğer davalı … Sanayi Dış.Tic.A.Ş.ise, Temuz 2001 tarihinde grubun Bankası olan … Bank’a … tarafından el konulmasıyla birlikte banka hesapları dahil tüm mal varlıkları üzerine haciz ve tedbirler
uygulandığını, bu yüzden davacıların ücret alacaklarının ödenemediğini, şirketin ödeme kabiliyeti olduğu takdirde borcunu ve yükümlülüklerini yerine getireceğini belirtmiştir.
Davanın açılmış olduğu … Barosu Hakem Kurulu Başkanlığı tarafından, “davalı … yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı şirket yönünden ise davanın kabulüne” ilişkin olarak verilen hüküm, davacıların temyizi üzerine Dairemizce, “Anayasa Mahkemesinin 10.7.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 3.3.2004 tarihli kararı gereğince, Baro Hakem Kurullarının hukuki varlıklarının son bulması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde Adliye Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle” bozulmuş, bunun üzerine görevsizlikle dosyanın gönderildiği … 4.Asliye Hukuk Mahkemesince de, “dava konusu alacaktan, sözleşmenin tarafı olan davalı şirket ile, şirketin yönetimine el koyan, dolayısıyla davacılara ödeme yapılmamasına ilişkin işlemlerde etkili olan …’nin birlikte sorumlu oldukları” benimsenerek, her iki davalı yönünden de davanın kabulüne, davacılar ile davalı şirket arasındaki avukatlık sözleşmeleri gereğince, 22.957,64 TL alacağın dava tarihi olan 13.1.2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, 246.154 Dolar alacağın ise dava tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca bir yıllık vadeli Dolar mevduatına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacılar ile davalılardan … …Giyim Sanayi

Dış.Tic.A.Ş.arasındaki vekalet ücret sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkidir.
5411 sayılı Bankalar Kanununun 111. maddesinde belirtildiği üzere, söz konusu kanun ve ilgili diğer mevzuat ile verilen yetkiler çerçevesinde, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla, Fon alacaklarının takip ve tahsili işlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması, Fon varlık ve kaynaklarının idare edilmesi ve kanunla verilen diğer görevlerin ifası amacıyla, kamu tüzel kişiliğine haiz, idari ve mali özerkliğe sahip olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (…) kurulmuş olup, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 9.7.2001 tarihli kararı ile, …Giyim Sanayicileri Bankası A.Ş.’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları gereğince …’ye devredilmiş, … Yönetim Kurulunun almış olduğu 17.5.2002 tarihli kararıyla da, amme alacağının tahsili bakımından yarar görüldüğünden, …Giyim Sanayicileri Bankası A.Ş.’nin doğrudan veya dolaylı hakim ortakları ve/veya yöneticileri adına hareket eden ve Fon’un amme alacağının tahsil etmesini engelleyecek biçimde malvarlığını kaçırma fiillerini gerçekleştiren … …Giyim San. Tic. A.Ş.(… …A.Ş.)nin, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15/7 a maddesine istinaden temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi …’ye devredilmiştir.
4389 sayılı Bankalar kanununun 15/7a maddesi gereğince, … tarafından alınan 17.5.2002 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile, temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetimi ve denetimi …’ye geçen davalı şirketin tüzel kişiliği sona ermemiş olup, …’den ayrı ve bağımsız olarak devam etmektedir. Gerçekten de Türk Ticaret Kanununun 434. maddesinde, anonim şirketlerin tüzel kişiliklerinin nasıl sona ereceği belirtilmiş olup, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15/7a maddesinin uygulanması da, davalı şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişikliğe neden olmamıştır. Şirketin tüzelkişiliği ve organları varlığını koruduğu için taraf ehliyeti ve dava ehliyetinin de devam ettiği, dolayısıyla davacılarla imzalanan avukatlık sözleşmelerinden kaynaklanan alacak nedeniyle, davalı şirketin davada taraf sıfatı ve sorumluluğu bulunduğu kuşkusuzdur.
Mahkemece, “dava konusu alacaktan, sözleşmenin tarafı olan davalı şirket ile, şirketin yönetimine el koyan, dolayısıyla davacılara ödeme yapılmamasına ilişkin işlemlerde etkili olan …’nin birlikte sorumlu oldukları” benimsenerek, her iki davalının da müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiş olup, somut olayda uyuşmazlık, davalı …’nin de davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığı ve dava konusu alacaklardan, davalı şirketle birlikte sorumlu tutulup

tutulamayacağına ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki, davalı şirketin yönetim ve denetimini elinde bulunduran davalı …’nin de, davada taraf olarak gösterilmesinde yasaya aykırılık söz konusu değildir. Zira mahkeme kararında da belirtildiği gibi, şirketin yönetim ve denetimi, davalı … tarafından atanan yöneticiler aracılığıyla yapılmaktadır. Ne var ki, yasaların tanıdığı yetkiler çerçevesinde, davalı şirketin yönetim ve denetiminin devralınması işlemi, …’ye alacaklarının tahsiline ilişkin olarak verilmiş bir yetki olup, …’nin bu yetki devri nedeniyle davalı şirketin, borçları ve yükümlülüklerinden dolayı da sorumlu olduğu sonucunu doğurmaz. Başka bir ifade ile, yönetimi ve denetimi …’nin yetkisinde olan davalı şirketin üçüncü kişilere olan borçları nedeniyle …’nin herhangi bir mali sorumluluğu söz konusu değildir. Nitekim Bankalar Kanununun 15/7a maddesinde öngörülen işlemin amacı, mali durumu bozuk olan bankaların devlete ve kamuya mal olmuş zararlarının, gerektiğinde bankanın bağlı olduğu şirketlerinden tahsil edilebilmesine olanak sağlamak olup, aksinin kabulü, az yukarda belirtilen 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 111. ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15/7 a maddesi hükümlerine ve söz konusu maddelerin konuluş amacına da aykırıdır.
Yargıtay 9. ve 11. Hukuk Dairelerince verilen kararlarda da, yukarda sözü edilen yasa gereğince temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi …’ye devredilen şirketlere ait borçlar nedeniyle …’nin mali yönden sorumlu tutulamayacağı benimsenmiştir.(Bkz 9.HD’nin 2006/10390 esas 2006/14039 karar; 2006/19164 esas, 2006/28676 karar; 2007/5416 esas, 2007/32072 karar; 2007/20778 esas, 2007/29321 karar; 2006/27060 esas, 2006/13767 karar sayılı kararları; 11.HD’nin 2005/2210 esas, 2006/2442 karar sayılı kararı)
Davacıların temyize cevap dilekçelerinde ibraz etmiş oldukları, aynı davacılar ile dava dışı …… Giyim San. İç. Ve Dış Tic. A.Ş. arasında görülen başka bir davada, Dairemizce verilen 2009/12285 esas, 2010/4020 karar sayılı bozma ilamında da, …’nin, dava konusu edilen alacaktan mali yönden sorumlu olduğu değil, …… Giyim San. İç. Ve Dış Tic. A.Ş.’nin yönetimini ve denetimini üstlenmesi nedeniyle davada …’nin de taraf olarak gösterilmesi gerektiğinden bahsedilmiş olduğundan, söz konusu ilam, davacıların iddialarının aksine, davada taraf sıfatı ve temsile ilişkin olup, usuli niteliktedir.
Sonuç olarak, dava konusu ücret alacakları, tamamıyla davacılar ile davalılardan … …A.Ş. ile yapılmış olan avukatlık sözleşmelerinden kaynaklanmakta olup, söz konusu bu alacakların …’ye temliki de söz konusu olmadığından,
2010/18004-2011/18868
davalı şirketin davacılara olan avukatlık ücretine ilişkin borcu nedeniyle, bir başka tüzel kişilik olan …’nin de mali yönden sorumlu olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
Her ne kadar davalı …’nin 4.4.2003 tarihli düplik dilekçesinde belirttiği üzere, davacılar aynı zamanda … tarafından, dava dışı … Bank A.Ş.den temellük edilen alacaklarla ilgili hukuki takipleri de yürütmekte iseler de, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 9.7.2001 tarihli kararı ile, …Giyim Sanayicileri Bankası A.Ş.’nin temettü hariç ortaklık hakları yönetim ve denetiminin, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları gereğince …’ye devredilmesinden sonra, davacıların takibindeki dava dışı … Bank A.Ş.nin tarafı olduğu dosyalara konu alacakların tamamının … tarafından icra dairesinde temlik alındığı, davacılara dosyaların takibi için … tarafından vekaletname verildiği, bu kapsamda vekalet ücreti ödemeleri de yapıldığı, gerek dosya kapsamından, gerekse yine dosyada mevcut olan ve davacılar ile … arasındaki bu ilişki nedeniyle 19.4.2004 tarihli azilname sonrasında başlayan hukuki anlaşmazlığın konu olduğu Hukuk Genel Kurulunun 2006/13-610 esas, 2006/639 karar sayılı ilamından anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere dava dışı ve bir başka tüzel kişilik olan … Bank A.Ş.den, …^ye temlik edilen alacaklarla ilgili olarak ve … tarafından da verilen vekaletname ile birlikte davacılar ile … arasında bir sözleşme ilişkisi kurulmuşsa da, dava konusu alacaklar bakımından, ayrı bir tüzel kişilik olan … …A.Ş. ile … arasında, böyle bir temlik söz konusu değildir. O halde eldeki davada, davacılar ile davalı … A.Ş. arasında düzenlenmiş olan sözleşmelerden kaynaklanan vekalet ücretleri nedeniyle …’nin mali yönden sorumluluğu bulunmadığı halde, dava konusu vekalet ücreti alacaklarının, davalı şirketle birlikte davalı …’den de müteselsilen tahsiline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı … yararına BOZULMASINA,(2) numaralı bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 900,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı …’ye ödenmesine, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.