Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/17804 E. 2011/5673 K. 13.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/17804
KARAR NO : 2011/5673
KARAR TARİHİ : 13.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki kira alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı, 20.07.2006 tarihli sözleşme ile davalıdan daire satın aldığını, dairenin 16 ay sonra 20.11.2007 tarihinde teslim edilmesi gerekmesine rağmen halen teslim edilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 5.865.00.TL kira kaybının tahsilini istemiştir. Yargılama sırasında verdiği 07.09.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırarak toplam 6.600.TL’ nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, konutların teslimi geciktiği için davacının taksit ödemelerinin başlangıcının da dairenin teslim tarihine kadar durdurulduğunu, davacının zararının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının teslimde gecikmesi nedeniyle davacının da ödemeleri durdurduğu, buna göre davacının zarar talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 20.07.2006 tarihli sözleşmede teslim süresinin 16 ay olarak kararlaştırıldığı ve bu Kararlaştırma uyarınca dairenin 20.11.2007 tarihinde teslim edilmesi gerekmesine rağmen dava tarihi olan 11.02.2009 tarihi itibariyle halen teslim edilmediği taraflar arasında ihtilafsızdır. Uyuşmazlık konusu husus 20.11.2007 – 11.02.2009 tarihleri arasındaki gecikilen süre için davacının kira kaybı nedeniyle tazminat isteyip isteyemeyeceği 2010/17804 2011/5673
hususudur. Davalı, davacının taksit ödemelerinin dairenin teslimindeki gecikmeye paralel olarak durdurulduğunu iddia ederek davacının bu nedenle kira tazminatı isteyemeyeceğini savunmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalının, davacının taksit ödemelerini teslim sonrasına ertelemesi kendi tasarrufu olup, taksit ödemesinin ertelenmesi nedeniyle davacıya kira tazminatının ödenmeyeceğine dair bir kararlaştırma olduğu iddia ve ispat edilememiştir. Davalının kendi tasarrufi işlemi sözleşmedeki yüklendiği edimi ortadan kaldıracak nitelikte değildir. Zamanında teslim edilmeyen daire nedeniyle davacının kira kaybının oluştuğu da izahtan vareste olup, davalı davacının bu zararını gidermekle yükümlüdür. Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 13.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.