YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15938
KARAR NO : 2011/11389
KARAR TARİHİ : 12.07.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı ve ihbar eden avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat … ile davacı …’ın gelmiş olmayarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat, davalı ile imzalamış olduğu avukatlık ücret sözleşmesi gereğince, dava ve icra dosyalarını takip etmekte iken, davalının takip konusu dosyaları, dava dışı RCT Varlık Yönetim A.Ş.’ne temlik ettiğini, temlikle birlikte dosyalarla ilgili vekillik sıfatının da sona erdiğini, bu durumda davalı ile imzalanan ücret sözleşmesine göre hesaplanacak olan vekalet ücretleri ile, karşı taraf vekalet ücretlerinin ödenmesi gerektiğini, ancak alacağının tahsili için davalıya göndermiş olduğu ihtardan sonuç alamadığını, başlattığı icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile imzalanan 1.3.2002, 3.2.2003 ve 8.3.2004 tarihli vekalet sözleşmeleri gereğince davacının, 1.3.2002 tarihinden itibaren TMSF adına vekalet görevini yerine getirdiğini, davaya konu kredi alacaklarının EGS Bank, İnterbank A.Ş., Kentbank A.Ş. ve Demirbank A.Ş. alacakları ilen, bu Bankaların Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu kararlarıyla TMSF’ye devredilmesiyle fon alacağı haline geldiğini, ticari nitelikteki alacakların 10.812 adedinin, dava dışı RCT Varlık Yönetim A.Ş. ile 23.9.2005 tarihinde
Imzalanan “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesinde, adı geçen şirkete devir ve temlik edildiğini, alacakların, üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle, vekalet görevinin temlik tarihi itibariyle fiilen ve hukuken sona erdiğini, davacının da, temlik tarihine kadar sınırlı olmak üzere kısmen vekalet görevini ifa ettiğini, davacı ile imzalanan sözleşmenin feshedilmediğini, talep edilen vekalet ücretinin, sözleşmeye ve mevzuata aykırı olduğunu, davacının, sadece sarf etmiş olduğu emek ve mesaisi ölçüsünde, hak ve nesafete göre vekalet ücreti talep edebileceğini, asıl takip dosyalarının dışında, ücret talep edemeyeceği gibi, karşı taraftan alınması gereken vekalet ücretini de talep edemeyeceğini, kaldı ki davacının dava konusu takip dosyaları ile ilgili, sözleşmede öngörülen özen gösterme, bilgi ve rapor verme yükümlülüklerini de yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 13.8.2009 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının vekaleti gereği gibi yerine getirerek, ücrete hak kazandığı benimsenmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne, 38.330,08 TL asıl alacak, 642,03 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 38.972,11, TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı ve fer’i müdahil RCT Varlık Yönetim A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, karar başlığında davalı TMSF avukatının adının yazılmamış olması, maddi hataya ilişkin olup, her zaman düzeltilmesinin mümkün olmasına göre, davalı ve fer’i müdahilin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile imzalamış olduğu 8.3.2004 tarihli vekalet sözleşmesi gereğince, dava ve icra dosyalarını takip ederken, davalının dosyaları dava dışı üçüncü kişiye temlik ettiğini, bu nedenle dosyaları takip olanağı kalmadığını ileri sürerek, gerek sözleşme gereğince, gerekse karşı taraftan tahsil edilecek vekalet ücretlerinin tahsilini istemiş, davalı ise, davacının ancak sarf etmiş olduğu emek ve mesaisi ölçüsünde, hak ve nesafete göre vekalet ücreti talep edebileceğini savunmuştur. Davacının vekil sıfatıyla takip etmiş olduğu takip ve dava dosyalarının, davalı TMSF’nin özel yapısı itibariyle, daha önce dava dışı EGS Bank, İnterbank A.Ş., Kentbank A.Ş. ve Demirbank A.Ş. tarafından, başlatılan takiplere ilişkin alacakların, adı geçen Bankaların, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararı ile fona devredilmesi üzerine davalıya geçmiş olduğu,
Davalı tarafından RCT Varlık Yönetim A.Ş.’ne temlik edilmesi üzerine, dosyalarda alacaklı sıfatının da bu şirkete geçtiği, dolayısıyla davalının, yukarda sözü edilen Bankalardan, bu konuda yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesinde, RCT Varlık Yönetim A.Ş.’ne devir ve temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Takip konusu alacakların, üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle, davacının vekalet görevi, temlik tarihi itibariyle fiilen ve hukuken sona ermiş olup, davacının talep edebileceği vekalet ücretinin tespiti için öncelikle, taraflar arasındaki 8.3.2004 tarihli sözleşme hükümleri incelenecek olursa; Sözleşmenin, “Ücret” başlıklı bölümünde, davacıya, tahsilat rakamı üzerinden kademeli olarak ücret ödeneceği belirtildiği gibi, takip ettiği dava ve takiplerdeki karşı tarafa yükletilecek vekalet ücretlerinin de ödeneceği, 8. maddesinde, Fon’un gerekli gördüğü takdirde dava ve icra takibinin her safhasında başka bir avukata vekalet vermeye yetkili olduğu, avukatın buna peşinen muvafakat etmiş sayıldığı, 9. maddesinde de, sözleşmenin geçerlilik süresinin bir yıl olduğu, fesih bildiriminde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarla bir yıl uzayacağı, tarafların sözleşmeyi bir ay önceden diğer tarafa ihbar etmek suretiyle her zaman feshedebilecekleri, sözleşmenin bu hükme istinaden fon tarafından feshedilmesi halinde avukata o güne kadar yürüttüğü dava ve icra takipleri ile ilgili olarak yapmış olduğu tahsilata göre ve bu sözleşmede belirlenen esaslar dahilinde ücret ödeneceği açıklanmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme, davacı veya davalı tarafından feshedilmediği gibi, davacının vekaletten azledilmediği de sabittir. Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde uygulanacak olan hükümlerin, dava konusu olayda uygulanması mümkün olmadığı gibi, davacı avukatın azli de söz konusu olmadığından, azil halinde Avukatlık Kanununda öngörülen hükümlerin de uygulanması mümkün değildir. Her ne kadar davacı, vekaleten takip etmiş olduğu dosyaların üçüncü kişiye temliki suretiyle dosyaları takip olanağı kalmadığından, bu durumun “haksız azil” sayılması gerektiğini ve bu nedenle de takip etmekte olduğu işlerle ilgili tüm vekalet ücretlerinin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüşse de, dosya alacaklarının temlik edilmiş olması, haksız azil olarak değerlendirilemeyeceğinden, temlikin, haksız azille aynı hukuki sonuçları doğurması da kabul edilemez. Temlik alan, takip konusu dosyaların karşı tarafı değil, üçüncü kişisi durumunda olduğundan somut olayda, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış bir sulh sözleşmesinden de söz edilemeyeceğinden, gerek sözleşmede, gerekse Avukatlık
Kanununda, sulh halinde uygulanması öngörülen hükümler de uygulanamaz.
Sonuç olarak, dava konusu olayda, sözleşmenin feshi, avukatın azli, ya da sulh bulunmadığından, sözleşme ve Avukatlık Kanununda ayrıca düzenlenmiş olan bu durumlarda ödenmesi öngörülen vekalet ücretlerinin talep edilmesi mümkün değilse de, dava konusu dosya alacaklarının, RCT Varlık A.Ş.’ne temlik edilmiş olması nedeniyle, temlik tarihi itibariyle vekalet görevi fiilen sona eren, ancak bu tarihe kadar görevini yerine getiren davacı avukatın, belli bir miktar vekalet ücretine hak kazandığı da tartışmasızdır. Ne var ki davacının üzerine aldığı işleri sonuçlandırmasına engel olan ve gerek taraflar arasındaki sözleşmede, gerekse Avukatlık Kanununda ayrıca düzenlenmeyen ve az yukarda da değinildiği gibi, davalının, EGS Bank, İnterbank A.Ş., Kentbank A.Ş. ve Demirbank A.Ş.’den, fona devredilen Bankalarla ilgili yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesinde, RCT Varlık Yönetim A.Ş.’ne devir ve temlik etmiş olduğu bu özel durum nedeniyle, sözleşme ve yasadan kaynaklanan tüm vekalet ücretlerinin talep edilebileceği de kabul edilemez. O halde, açıklanan tüm bu nedenlerle, davacı avukatın, takip konusu dosyalarla ilgili vekaletin başladığı tarihten, temlikle vekaletin sona erdiği tarihe kadar, davalıya sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf etmiş olduğu emek ve mesaisine karşılık hak ve nesafete göre alması gereken vekalet ücreti tespit edilip, tespit edilecek bu miktarın ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sözleşme ve yasada öngörülen vekalet ücretinden davalının tümüyle sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. gereğince davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı ve Fer’i müdahil yararına BOZULMASINA,825,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 12.7.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.