YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1512
KARAR NO : 2010/10125
KARAR TARİHİ : 07.07.2010
MAHKEMESİ : … 2. Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının abone olduğunu, tesisatın kurulduğu mahalde elektrik kullanıldığını ve tahakkuk ettirilen elektrik bedelinin ödenmediği için, icra takibi yaptığını, ancak davalının borcunun tamamına itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazının iptaline, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, abone olduğu taşınmazdan aboneliği iptal ettirmeden, kiraya verdiğini faturada belirtilen miktar enerjiyi kendisinin tüketmediğini, ayrıca davacının elektriği kesmemesinden dolayı kusurunun bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerek-tirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının 13.02.1997 yılında elektrik abonesi olduğu, aboneliğin bulunduğu evi kiraya verdiği halde aboneliğini iptal ettirmediği tüm dosya kapsamı ile tartışmasızdır. Davalı dava konusu borcun ait olduğu aboneliğin bulunduğu evi hangi tarihte kesin olarak kiraya verdiğini ispat edememiş ise de, kural olarak abonelik sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kim tarafından kullanılırsa kullanılsın, tüketilen elektrik bedelinden İdareye karşı abone olarak davalı sorumludur. Dava konusu
alacak 1997 yılından 2003 yıllarına ait olan 37 adet fatura karşılığıdır. Yani 37 adet fatura bedeli ödenmemiştir.
Faturaların düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 50/a maddesine göre, fatura bedeli ödenmediğinde muayyen bir süre sonunda abonenin elektriğinin kesilmesi gerekir. Yönetmeliğin bu açık hükmüne aykırı davranmakla davacı İdare zararın artmasına kendi müterafik kusuru ile yol açmıştır. Öyle olunca BK’nın 98. maddesi yollaması ile 44. maddesi hükmüne göre meydana gelen zarardan indirim yapılmalıdır. Öncelikle faturalar ödenmediği için, yönetmelik hükümlerine göre abonelik elektriğinin kesilmesi gerekli tarih belirlenip, bu tarihe kadar ki sarfiyatın tamamından davalı abonenin sorumlu olduğu kabul edilmelidir, daha sonraki süreye ilişkin fatura bedellerinden de yine davalı abone sorumlu tutulmalı ancak davacıda zararın artmasında müterafik kusurlu olduğundan BK’nın 44. maddesi hükmüne göre uygun bir indirim yapılmalıdır. Mahkemece açıklanan hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Davalı bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğine ve mahkemece de, davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre, reddedilen tutar üzerinden, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarife’si gereğince, vekalet ücretinin takdiri gerekir. Davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: 1. bent gereği davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent ve 3.bent gereği kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 7.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.