Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/1475 E. 2010/13583 K. 21.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1475
KARAR NO : 2010/13583
KARAR TARİHİ : 21.10.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … gelmiş, davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı davalının avukatı olarak davalıya ait 2007 esaslı 4 adet takip dosyasında vekil olarak temsil ettiği halde davalının kendisinden izin almadan ikinci bir avukata vekaletname verdiğini öğrendiğini ve derhal 25.7.2008 tarihli ihtarla icazetinin olmadığını bildirerek vekalet ücretinin ödenmesini talep ettiğini , davalının da 15.8.2008 tarihli ihtarla kendisini azlettiğini, muaccel olmuş vekalet ücreti alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, yazılı ücret sözleşmesi olmadığını, icra dosyalarında ana para dışındakilerin vekalet ücreti olarak davacıya ödenmesinin şifahen kararlaştırıldığını, bunun da hasılı davaya iştirak niteliğinde olduğunu, davacının kendi rızası ile ve şifahen icra dosyaları ile ilgilenmeyeceğini bildirmesi üzerine yeni avukat tuttuklarını, davalı şirketin temsilcisi olan …’ın da vekili olduğunu, onun adına takip edilen icra dosyalarında tahsil edilen paraların bildirilip ödenmemesi nedeniyle ihtilaf doğduğunu, bu tahsil edilen paralar talep edileceğinden buna karşılık olarak bu davanın açıldığını, süresinde ihbar edilmediğini, vekalet ücreti alacağının oluşmadığını, ölü kişiye karşı takip yapıldığını, görevini titizlikle yapmadığını, davacıyı azlettiğini bildirerek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davacının davalı adına takip ettiği takip dosyalarında son işlem tarihinden yeni avukatın dosyalara katıldığı tarihe kadar uzunca bir süre geçmesini zımnen vekillikten çekilme olarak değerlendirerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının davalı şirketin vekili olarak vekaletname alarak 2007/2457, 2536, 2534, 2277 takip sayılı icra dosyalarında takip başlattığı, icra takiplerinde henüz tahsilat olmadığı, takipler devam ederken 30.6.2008 tarihli vekaletname ile davalı şirket vekili olarak dava dışı avukat …’ın avukat olarak vekaletname sunduğu ve talepte bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı bu görevlendirmenin muvafakati dışında yapıldığını, bunu öğrenir öğrenmez 25.7.2008 tarihli ihtarla itirazını bildirerek, ücreti vekaletinin ödenmesini talep etmiş, bilahare icra takibi yapmıştır. Davalı ise 15.8.2008 tarihli ihtarı ile davacıyı vekillikten azlettiğini, ölü kişiye takip yapıldığını, davacının kendi rızası ile vekilliği bıraktığını şifahen bildirdiğini, bunun üzerine yeni vekil tutulduğunu, davacının durumu bildiğini, zamanında bildirimde bulunmadığını, şirket temsilcisinin şahsi takiplerinde tahsil ettiği ve bildirmediği para nedeniyle bu davanın açıldığını savunmuştur. Davacının 25.7.2008 tarihli dilekçesi vekillikten istifa niteliğindedir ve davalının azlinden öncedir. Bu nedenle taraflar arasındaki ihtilaf, bu istifanın haklı nedenlerle ve süresinde yapılıp yapılmadığıdır. İcra dosyalarının incelenmesinde ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı avukat tarafından yapılan en son işlem tarihi, 12.11.2007 ve 14.1.2008 tarihleri olup bu tarihlerden sonra davacı tarafından dosyada beyanı veya imzası olan bir işlem yapılmamıştır. 30.6.2008 tarihli vekaletname ile dava dışı avukat icra dosyalarına vekaletname sunmuştur. Davacı 25.7.2008 tarihinde durumu haricen öğrenerek derhal ihtarda bulunduğunu bildirmiştir. İhtarın süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının rızaen vekillikten çekilip çekilmediği hususlarında yazılı bir belge ve davacı kabulü olmadığına ve yasal şartları da oluşmadığına göre, davada tanık dinlenmesi imkanı yoktur. İcra dosyalarındaki davacı avukat tarafından yapılan son işlem tarihinden sonra dosyalarda beyanı ve talebi de olmadığına göre dava dışı avukatın vekaletname sunarak dosyaya girmesi nedeniyle, davacı avukatın 25.7.2008 tarihindeki itirazı ve istifasının süresinde olduğunun kabulü gerekir. Avukatlık Kanunun 172.maddesi hükmüne göre, özetle; … sahibi ilk anlaşmayı yaptığı avukatın yazılı muvafakati ile başka avukatları işin takibine katabilir. … sahibi tebliğ ettireceği yazılı belge ile bir hafta süre vererek muvafakatinin olup olmadığını sorar. İlk anlaşma yapan avukatın muvafakatinin olmaması halinde vekalet akdi kendiliğinden sona erer ve … sahibi ilk anlaşma yapılan avukata vekalet ücretinin tamamını ödemekle yükümlüdür. Bu yasal düzenleme karşısında davalı şirket yeni avukata vekaletname vermek konusunda davacının muvafakatinin alındığını yada bildiği halde suskun kaldığını yasal delillerle ispat edememiştir. 2007/2277 sayılı takip dosyası yönünden ise ölü kişiye karşı dava açılmakla birlikte istifa tarihine kadar bunun azil sebebi yapılmaması ve hatta yeni vekil tarafından da aynı durumun devam ettirilmesi karşısında davalının bu husustaki itirazı da esasa etkili değildir. Yine dava dışı temsilcinin şahsi işleri nedeniyle davacı avukata verilen vekaletname ile yapılan işler de dava konusu ile ilgili değildir. Bu açıklamalar ışığında davacı avukatın istifası haklı sebebe dayanmaktadır. Bu nedenle haklı istifadan sonra davalının gönderdiği azilde sonuca etkili değildir. Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi olmayıp davacı da AAÜT ne göre talepte bulunduğundan, A.K’nun 174/2.maddesi de gözetilip bu talep çerçevesinde vekalet ücreti hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 15.60. TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.