Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/13729 E. 2011/5261 K. 05.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13729
KARAR NO : 2011/5261
KARAR TARİHİ : 05.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı, dava dışı şahıstan olan alacağını tahsil etmek üzere davalı avukatı 3.7.1997 tarihinde vekil tayin ettiğini, çekleri icra takibine koyan davalının, borçlunun malları üzerine haciz konmasına rağmen süresinde satış istemediği için haczin düştüğünü, borçlunun maaşından kesilen parayı davalının uhdesinde tutarak kendisine vermediğini, davalının görevini ihmal etmesi nedeniyle alacağını tahsil imkanının kalmadığını ve bu nedenle davalıyı 20.3.2003 tarihinde azlettiğini, alacağı zamanında tahsil etseydi eline 14.900,00 TL geçeceğini, bu miktarın munzam zararının 35.700,00 TL olduğunu ileri sürerek toplam 50.600,00 Tl’nın tahsilini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı süresinin dolduğunu görevini ihmal etmediğini, davacının masrafı ve vekalet ücreti vermediği için aldığı paradan vekalet ücretini ve masrafları karşıladığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ihtilafın çözümü için bilirkişi incelemesi gerektiği davacının sürelere ve kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin hazır olduğu 13.2.2009 tarihli duruşmada, bilirkişi ücreti 1000 TL ile posta gidiş geliş ücreti yatırıldığında dosyanın talimat mahkemesine gönderilerek rapor tanziminin istenmesine karar verildiği, ancak davacı tarafından ücretin yatırılmadığı ve bu nedenle 17.4.2009 tarihli duruşmada, davacı tarafça masraf yatırıldığında 13.2.2009 tarihli celsedeki ara kararı gereğince bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek duraşmanın talik edildiği, ancak yine davacı tarafça ücretin yatırılmadığı, akabinde 21.7.2009 tarihli duruşmada, bilirkişi ücreti ile posta gidiş dönüş ücreti bilirkişiler tebliği ücreti olarak toplam 1.034.00 TL masrafın tebliğinden itibaren 30 gün içinde mahkeme kalemine 2010/13729 2011/5261
depo etmesi için kesin süre verilmesine, kesin sürenin şartlarının tebligata şerk edilmesine karar verildiği ve buna ilişkin tebligatın 31.7.2009 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği ve ancak ücretin 30 günlük süre geçtikten sonra 17.11.2009 tarihinde yatırıldığı, davalının bunu kabul etmemesi nedeniyle de temyize konu kararın verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki 13.2.2009 tarihli celse ve bu bağlamda 17.4.2009 tarihli duruşmalarda alınan ara kararlarında posta gidiş dönüş ücretleri ve tebligat giderlerinin miktarı belirtilmediği için bu husustaki kararların bağlayıcılığından söz edilemez. Öte yandan 21.7.2009 tarihli duruşmada davacı tarafından yatırılması gereken ücretler ayrıntılı olarak belirtilmiş ise de, kesin sürenin sonuçları hususunda bir hatırlatmada bulunulmadığı gibi, davacı vekiline çıkarılan tebligattada verilen kesin süreye uymamanın sonuçlarının ne olacağıda bildirilmediği için verilen kesin sürenin bağlayıcılığından da söz edilemez. Kaldı ki 21.7.2009 tarihli duruşmadaki ara kararı davacı vekiline tebliğ edildikten sonra 30 günlük verilen süre dolmadan davacı vekilinin 27.8.2009 tarihinde vekillikten istifa ettiği ve ancak vekilin istifasının davacı asıla bildirilmediğide anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığından dolayı davanın reddinin doğru olduğu kabul edilemez. Mahkemce değinilen bu yön gözetilerek ve davacı tarafından belirlenen ücretin de yatırıldığı gözönünde bulundurularak, işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.