YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1192
KARAR NO : 2010/10578
KARAR TARİHİ : 14.07.2010
MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,davalıya ait işyerini, 01/04/2003 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile lokanta olarak işletmekte iken 24/04/2004 tarihinde kendisinden habersiz davalı tarafından işyerinin eşyalarının boşaltıldığını ve işyerine girilmesinin engellendiğini, daha sonra davalının 16/06/2004 tarihinde tahliye davası açtığını, 16/09/2004 tarihinde ise tahliye kararı aldığını,kendisinin Sulh Ceza Mahkemesi’nde açtığı ihkak-ı hak davasının lehine sonuçlandığını ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, maddi ve manevi zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00.TL maddi ve 4.000,00.TL manevi olmak üzere toplam 7.000,00.TL tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıdan kiraladığı işyerini, davalının usulüne uygun tahliye kararı almadan işyerindeki eşyaları kendisinden habersiz boşaltarak lokantayı çalıştıramamasından kaynaklanan maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir. Davalı, davacının kira bedelini ödemediğinden tahliye kararı aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,
işyerinin Jandarma tarafından mühürlendiği ve uzun süre çalıştırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının işlettiği lokantadaki eşyalarının davalı tarafından zorla çıkarıldığına ve buna ilişkin olarak açılan ihkak-ı hak davasının davalı aleyhine mahkumiyetle sonuçlandığı ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bu durumda işyerinden eşyaların zorla çıkarılması eylemi sabit olduğuna göre işletilemeyeceği de doğal sonuçtur.Davacının ceza davasındaki suç tarihi ile mahkeme kararı sonucu tahliyesi arasında geçen süre için kar mahrumiyeti hakkı doğmuştur.Bu konuda gerekirse yerinde keşif yapılarak taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken,aksine düşüncelerle ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 14.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.