Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/11645 E. 2011/2562 K. 22.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11645
KARAR NO : 2011/2562
KARAR TARİHİ : 22.02.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı avukat, davalı şirketin vekili sıfatıyla dava dışı borçlu şirket aleyhine Kocaeli 4 İcra Müdürlüğünün 2007/6648 esas sayılı dosyası ile icra takibini başlattığını, davalı şirketin cari hesaptan kaynaklanan alacağı için yapılan takibin kesinleştiğini ve üzerine düşen edimlerini tümü ile yerine getirdiğini, ancak kendisinden habersiz olarak davalı şirket tarafından borçlu şirketten takibe konu alacağa mahsuben bir kısım bono alınarak alacağın tahsil edildiğini, alınan bu senet bedelleri ödenmeyince bir başka avukat vasıtasıyla bu senetlerin icra takibine konu edildiğini, bu durumdan takip borçlusu şirketin vekili aracılığıyla haberdar olduğunu, durumu kendi müvekkili davalı şirkete bildirdiğinde, bonoların bir başka alacaktan kaynaklandığını ve bu nedenle takibe devam edilmesi talimatının verildiğinin söylendiğini, ne var ki vekil olarak takip ettiği dosyada hacizli malların satışı aşamasında, alacaklı-davalı şirketin satışı bir başka vekili vasıtasıyla düşürdüğünü, buradaki maksadın verdiği hizmet bedelinin alınmasını engellemek olduğunu ve vekalet ücretinin ödenmediğini, davalıdan alacağı vekalet ücreti ile karşı taraftan alınacak vekalet ücreti toplamı 15.442,70 TL’nin ödenmesi için davalı şirket aleyhine takip yaptığını ancak itiraz edildiğini bildirerek Kocaeli 3. İcra Müdürlüğü’nün 2008/7981 esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin 7.721,35 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz üzerinden 2010/11645 2011/2562
devamına, fazla taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı şirket vekili olarak cari açıktan kaynaklanan alacaktan ötürü dava dışı başka bir şirket aleyhine takip başlattığını, takip kesinleşip müteakip işlemler yerine getirilirken alacaklı-asıl davalı tarafından borcun haricen tahsil edilip takip dosyasında mahcuz malların satışının düşürüldüğünü, vekâlet ücretinin tahsili için yapmış olduğu takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının 1136 sayılı yasanın 164. maddesi uyarınca vekâlet ücreti talebinde haklı olduğu, ancak davalının alacağını tahsil ettiği ya da borçlu ile sulh olduğu hususunda yeterli kanıt sunamadığından karşı yan aleyhine yükletilen vekâlet ücretini talep edemeyeceği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından davalının vekili sıfatıyla Kocaeli 4 İcra Müdürlüğünün 2007/6648 esas sayılı dosyası ile dava dışı borçlu aleyhine icra takibi yapıldığı, takip kesinleşip davacı avukatın talebi ile hacizli malların satışına karar verildiği, ancak satış günü gelmeden davalı şirket yetkilisinin talebi ile satışın düşülmesine karar verildiği hususları sabittir. Avukatlık Kanunu’nun 164/son maddesi “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, … sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” hükmünü haizdir. Davalı şirket yetkilisi, takip dosyasındaki satış işlemini düşürmüş olmakla tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olan alacağı engellemiştir. Öyle olunca davacı, karşı yana yüklenilecek olan vekâlet ücretini de talep etmekte haklıdır. Aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı mahkeme kararının davacı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.