Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/11406 E. 2011/1724 K. 08.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11406
KARAR NO : 2011/1724
KARAR TARİHİ : 08.02.2011

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 1996 – 2005 yılları arasında davalı firmanın muhasebe kayıtlarını tuttuğunu, mutat işin dışında bir kısım muhasebe ve mali işlerini de yürüttüğünü, davalı ile tanışıklığın verdiği güvenle 1996 – 2003 yılları arasında sözleşme yapılmadığını, 2003 yılında sözleşme yaptıklarını, 2004 ve 2005 yılları için yazılı sözleşmenin devamının kararlaştırıldığını, işin başından beri düzgün ödenmeyen muhasebe ücretinden 2002 yılı için 1.930.00.TL, 2003 yılı için 3.840.00.TL, 2004 yılı için 4.608.00.TL, 2005 yılı için 1.152.00.TL ücret alacağı, masraf ve 2003 yılı sermaye artırımı ve sermaye ödendiğinin tespiti raporu için 1.100.00.TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.500.00.TL’ nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının zaman zaman bazı işlerini yaptığını, aralarında 2003 yılı için sözleşme yaptıklarını, 2004 ve 2005 yılları için devam edeceğine yönelik anlaşmalarının bulunmadığını, davacının çalıştığı sürede muhasebe işlemlerindeki hataları nedeniyle kendilerine zarar verdiğini, davacıya çoğu kez elden ödeme yaptıklarını ancak makbuz almadıklarını, davacının oğlu…’ in bilgileri dışında kendilerinde çalışıyormuş gibi davacının kendilerinde sigortalı olarak gösterdiğini, ödemelerin bir kısmının davacının oğlu…’ e yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
2010/11406-2011/1724
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 7.745.92.TL’ nın 5.500.00.TL’ sına 05.08.2006 tarihinden bakiyesine 17.02.2009 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 2002 – 2005 yılları arasında ödenmeyen muhasebe ücretlerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, davacının muhasebe işlemleri sırasında kendisine zarar verdiğini, bazı ödemeleri elden, bazılarını da davacının oğluna yaptığını ve borcunun bulunmadığını savunmuştur. Yargılama sırasında tanzim olunan 23.06.2008 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının ödemeler mahsup edildikten sonra 10.496.00.TL alacaklı olduğu belirtilmiş ve davacı da bu değer üzerinden ıslah dilekçesi vermiştir. Davacının oğlu olan ve davalı şirkette sigortalı olarak çalışan…’ e davalı tarafından yapılan ödemelerin, davacının muhasebe ücretlerine mahsuben yapıldığı yönündeki iddiasını ispatlaması gerekir. Davalının ödemelere ilişkin itirazı ile ilgili olarak tanzim olunan 04.11.2009 tarihli bilirkişi ek raporunda davacı ile davalının sıfatları karıştırılarak davacının sadece serbest meslek kazancı defteri olmasına ve davalı şirkete ait ticari defterlerle ilgili olan yevmiye defteri, ortaklardan alacaklar hesabı, kasa hesabı, bankalar hesabı, genel yönetim giderleri ana hesabı gibi hesapların davacının defterlerine ait hesaplar olarak nitelendirilmesine rağmen mahkemece hatalı düzenlenen bu ek rapor hükme esas alınarak davalının…’ e yapılan ödemelerden (500 + 102.08 + 2.798) 3.400.08.TL’ lık kısmının davacının defterlerinde kayıtlı olduğu gerekçesi ile bu ödemelerin davacının muhasebe ücreti alacağından düşülmesi sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yukarıda izah edilen hususlar dikkate alınarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetersiz ek rapora dayanılarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 8.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.