Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2010/10005 E. 2011/5488 K. 08.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10005
KARAR NO : 2011/5488
KARAR TARİHİ : 08.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat … gelmiş, davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, davalının … 6.İcra müdürlüğünün 2008/796 takip sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduğunu, takibe dayanak yapılan 3.12.2006 tarihli “ Tarla anlaşma senedi ” başlıklı belgenin kendileri yönünden borç ikrarı niteliğinde bir belge olmadığını, davalıya tarla satmadıkları gibi her hangi bir bedelde almadıklarını, söz konusu belgenin dava dışı hissedarların hisse satışına muvafakat etmeye yönelik bir belge olduğunu ileri sürerek haklarında yapılan icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı tarafından yapılan icra takibi nedeniyle borçsuzluğun tesbiti isteğine ilişkindir. Davalının 3.12.2006 tarihli “ Tarla anlaşma senedi ” başlıklı belgeye dayanarak davacılar hakkında ilamsız icra takibinde bulunduğu, süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık takibe dayanak yapılan belgenin davacılar aleyhine borç ikrarı niteliğinde bir belge olup olmadığından kaynaklanmaktadır. Takibe dayanak söz konusu belgenin
2010/10005-2011/5488
incelenmesinde; davacılarında hissedar oldukları taşınmazın 8/10 hissesinin dava dışı hissedarlar tarafından davalıya satıldığı, taşınmazın bulunduğu Kemer köyündeki Kadastro çalışmaları sırasında belirtilen hissenin satın alan davalı adına tesciline muvafakat niteliğinde bir belge olduğunu, davacıların davalıya hisselerini satmadıkları ve belgenin davacılar aleyhine borç ikrarı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda isbat külfeti kendisine ait olan davalının alacaklı olduğunu yasal delillerle isbat edememiştir. Davada miktar itibariyle tanıkda dinlenemez. Ne varki davalı cevap dilekçesi ile birlikte verdiği delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır. Öyle olunca mahkemece davalının davacılara yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 825,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 8.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.