YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2439
KARAR NO : 2009/3836
KARAR TARİHİ : 23.03.2009
… vekili avukat…. aralarındaki dava hakkında … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.5.2007 tarih ve 129-191 sayılı hükmün Dairenin 23.10.2008 tarih ve 10295-12300 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalının oğlu ile 2005 yılında evlendiğini, evlenirken davalının sözlü olarak 20.000 YTL mehir vereceğini vaad edip, bunun 250 gramını altın bilezik olarak verdiğini, kalanınıda nakit vereceğini söylediğini, bileziklerinde bilahare bozdurulduğunu, davalının oğlundan boşanmak üzere dava açıldığını bildirip, bunların mevcut ise aynen, değil ise değerinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile 22 ayar 250 gram altının davalıdan aynen yok ise bedeli 6.245 YTL’nin, ayrıca 13.755 YTL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce onanmış olup, bu kez davalı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, evlenirken kayınpederi olan davalı tarafından kendisine verileceği sözlü olarak vaad edelen 20.000 YTL’den altınbilezik olarak takılan 250 gram bilezik ile, 13.825 YTL’nin tahsili talebiyle açılmıştır. Davacının iddiasını doğrulayan yazılı bir sözleşme olmadığı gibi, davalının imzasını taşıyan yazılı bir belge düzenlenmediği taraflar arasında çekişmesizdir. Davacı kendisine 250 gram altın bilezik takıldığınıda yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Davacının iddiasının hukuki niteliğine göre, davalı kayınpederinin kendisine bağışlama taahhüdünde bulunduğudur. Bağışlama taahhüdünün geçerli olması için BK 238/1. Maddesi hükmüne göre yazılı olarak yapılması gerekir. Öyle olunca ortada yazılı bir belge olmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıdığından, davalının karar düzeltme istemi kabul edilmeli ve mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 10295-12300 sayılı 23.10.2008 tarihli onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.