Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2009/15781 E. 2011/13852 K. 04.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/15781
KARAR NO : 2011/13852
KARAR TARİHİ : 04.10.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı eczacı olduğunu, dava dışı şahıslar … ve … taarfından düzenlenen sahte rapor ve reçete sonucu tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçları ihtiva eden bir reçetenin kendisince karşılandığı ve kuruma fatura edildiği gerekçesiyle davalının sözleşmeyi feshettiğini, oysaki bu şahısları tanımadığını, feshin haksız olduğunu ileri sürerek 13.8.2007 tarihli fesih işleminin iptalini istemiştir.
Davalı, sahte reçete düzenlenmesi ve reçetenin kuruma fatura edilmesi nedeniyle sözleşmenin feshinin doğru olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, reçetenin usulüne uygun düzenlendiği, davacı eczacının reçeteyi vermesinin kusuruna dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının, dava dışı … ve … tarafından düzenlettirilen ve herhangi bir tedaviye dayanmayan ve hastayada verilmeyen reçete muhteviyatı ilaçların kuruma davacı eczacı tarafından fatura edildiği gerekçesiyle 2006 yılı sözleşmenin 1/1 maddesi uyarınca sözleşmeyi feshettiği hususu tarafların kabulündedir. Dosya içinde bulunan belgelerden dava dışı … … hakkında dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilikten dolayı … 5. Ağır Ceza Mahkemesinde 2004/317 numarada kayıtlı ceza davasının açıldığı ve yargılama sonunda beraatlerine karar verildiği ve kararın 2009/15781 2011/13852
müdahil davalı kurumca temyiz edildiği ve halen Yargıtay’da bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı eczacı hakkında açılmış bir ceza davası yok ise de, davacı tarafından kurumca fatura edilen reçetelerden bir tanesinin de ceza mahkemesinde yargılanan sanıklar tarafından düzenlendiği iddia edildiğinden dava dışı sanıkların beraat etmesi veya davacının hakkında ceza davası açılmasa dahi, davacının eyleminin sözleşmeye aykırılık teşkil etmesi halinde davacının sorumlu olduğunun kabulü zorunludur. Ceza davasında verilen karar henüz kesinleşmediği içinde şu haliyle hukuk mahkemesine etkisinin bulunması olanaklı değildir. Hal böyle olunca ceza davasında verilecek karar hukuk mahkemesinde verilecek kararı etkileyecek nitelikte bulunduğundan, mahkemece ceza davanının sonucu beklenerek ceza dosyası ile eldeki dosyadaki delillerin birlikte değerlendirilip karar verilmesi gerekir. Mahkemece, az yukarıda belirtilen ceza davası sonucu beklenerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 4.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.