Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2009/14164 E. 2010/5430 K. 21.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/14164
KARAR NO : 2010/5430
KARAR TARİHİ : 21.04.2010

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacılar, murisleri … …’nın davalı bankadan Tüketici kredisi sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını, kredi sözleşmesi düzenlenirken davalının hayat sigortası yapma şartı getirerek hayat sigortası poliçesi imzalandığını, davalının muris …’dan tahsil ettiği sigorta primlerini sigorta şirketine yatırmaması nedeniyle sigorta şirketinin kendilerine sigorta bedelini ödemediğini, bunun üzerine murislerinin kredi borçlarını ödeyemediklerini, aleyhlerine yapılan takipler nedeniyle borç miktarının 15.000TL’ye ulaştığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; 2009/14164-2010/5430
Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacıların murisi ile davalı arasında tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 3,15 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 3.15.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.